| Buradan çıkmanın tek yolu bu kapılardan birini denemek. | Open Subtitles | السبيل الوحيد للخروج من هنا هو محاولة واحدة من هذه الأبواب. |
| Tek yapmam gereken ayakkabıları denemek mi? | Open Subtitles | كل ما عليك القيام به هو محاولة الأحذية على؟ |
| Tedaviyle yapabileceğimiz tek şey yayılmasını yavaşlatmayı denemek. | Open Subtitles | كل ما يمكننا القيام به الآن هو محاولة إبطاء انتشاره بالعلاج |
| - Denedin. Tek yapabileceğin bu, denemek. | Open Subtitles | وهذا هو يمكنك القيام به هو محاولة. |
| Aptallık doğası gereği güvenilir olmayanlara bunu satmaya çalışmaktır. | Open Subtitles | والغباء هو محاولة بيعه لأشخاص ليسو ثقات بطبيعتهم |
| Muharebe alanındaki bir bireyin tek en büyük zorluğu kibritlerini kuru tutmaya çalışmaktır. | Open Subtitles | التحدي الوحيد الذي يواجه الفرد في ميدان المعركة هو محاولة الحفاظ علي ثقابه جافا |
| Şu an yapabileceğimiz tek şey Ward'u yakalamayı denemek. | Open Subtitles | كل ما يمكننا فعله الآن هو محاولة القبض على (وارد). |
| Neden? GG: Yani, eminim bu, bir grup psikoloğun inceleyeceği bir şey. (Gülüşmeler) Açıkçası bilmiyorum. Bence sebebi onun önemli maksatlarından birinin, bence onun en önemli taktiği, ifşa materyallerinden dikkati dağıtmanın yollarından birinin odağı onun üstünde kişiselleştirmek ve denemek olduğunu bilmesi oluşuydu ve bu nedenle medyanın dışında kaldı. | TED | ما السبب؟ غلين جرينوالد: أنت تعلم، أنا واثق بأن ذلك شيء بإمكان الأخصائيين النفسيين أن يفحصوه. (ضحك) لا أعلم حقاً. أعتقد أن السبب هو أن الأهداف المهمة التي امتلكها بالفعل، أحد، على ما أعتقد، تكتيكاته المهمة كانت أنه علِم أن أحد الطرق لتشتيت الانتباه عن جوهر التسريبات هو محاولة جعل التركيز عليه أمراً شخصياً، ولهذا السبب، بقي بعيداً عن الإعلام. |
| Yapabileceğimiz en iyi şey, yayılmasını engellemeye çalışmaktır. | Open Subtitles | {\cH2BCCDF\3cH451C00}جل مانستطيع عمله هو محاولة منعها من الانتشار. |