| İyi haber ise kuzenim, Mike, mağaza müdürü. | Open Subtitles | الاخبار الجيدة ان ابن عمى مايك هو مدير المتجر |
| Ama o ardı ardına terfi etti ve şu an Ginza ofisinin korkutucu müdürü. | Open Subtitles | لكن قيل انه يحصل على الطلبات واحد تلو الاخر والان هو مدير لمكتب في غينزا |
| Ama o ardı ardına terfi etti ve şu an Ginza ofisinin korkutucu müdürü. | Open Subtitles | لكن قيل انه يحصل على الطلبات واحد تلو الاخر والان هو مدير لمكتب في غينزا |
| NASA'da proje yöneticisi. Bu sorunla ilgilenen çok sayıda insandan biri. | Open Subtitles | هو مدير مشروع في ناسا هو واحد من الذين تم تعيينهم في هذه المشكلة |
| Deden de sirkin yöneticisi. Kırbacını şaklata şaklata diyor ki, 'Koşun! | Open Subtitles | و جدك هو مدير الحلبة ، سوف يضرب السوط و سيتعين عليك حينها الركض |
| üniversiteden ders almaya başlamış. Çıktığında yüksek lisans programına katılabilmiş ve şu anda kâr amacı gütmeyen bir şirkette yönetici. | TED | حصل على دورات جامعية، لذا عندما خرج كان قادرًا على الحصول على درجة الماجستير. واليوم هو مدير في منظمة غير ربحية. |
| Kaynağımız Narkotik Şube'nin bölge müdürü. Onu korumalıyız. | Open Subtitles | مصدرنا هو مدير جهوي لوحدة مكافحة المخدرات ينبغي لنا أن نحميه |
| Özel ajan, acaba kurban son soygundaki gibi yine banka müdürü mü? | Open Subtitles | اعذرني ايها العميل الخاص، هل تستطيع اخبارنا ان احد الضحايا هو مدير بنك مثل السطو الاخير؟ |
| Bay Garcia burada operasyon müdürü ama ayrıca benim kuzenim olur. | Open Subtitles | السيد "غارسيا" هنا هو مدير العمليات، ولكن يُصادف أيضاً أنه نسيبي. |
| Winthrow, Standard Elektronik'in Genel müdürü. RMP Telekom, onun idare ettiği iştiraklerden birisi. | Open Subtitles | وينثرو" هو مدير تنفيذي للإلكترونيات القياسية" يشرف على أحد شركات الإتصالات |
| NSS müdürü kim? | Open Subtitles | من هو مدير منظمة الامن القومي الآن ؟ |
| - Nişanlım Foodtown'da bölge müdürü. | Open Subtitles | خطيبي هو مدير فرعي في "فود تاون" فود تاون: محل تسوق - إضطر أن يدخر.. |
| Howell şirketin teknik birim müdürü. | Open Subtitles | هويل هو مدير التكنولوجيا في الشركة. |
| Baba, serbest yatırım fonu yöneticisi. Bu yüzden takip edebilmek için sahiden bir işletme mastırı yapmış olmak lazım. | Open Subtitles | الأب هو مدير الصندوق الإئتماني، لذا عملياً نحتاج إلى مذكّرة لملاحقة الأموال |
| Dr. Stuart Hameroff, Tucson'daki Arizona Üniversitesi'nde, "Bilinç Etütleri Merkezi" yöneticisi. | Open Subtitles | د. ستيوارت هاميروف هو مدير قسم دراسات الوعي والإدراك بجامعة أريزونا بتوسون |
| Jordan, o anda kampanya yöneticisi miydi? | Open Subtitles | إذًا كان جوردان هو مدير الحملة في ذلك الوقت؟ |
| ..ben burada yokken yetki teknik olarak, İş yöneticisi'nde. | Open Subtitles | من يشغل المنصب حين أعمل بالأعلى هو مدير الأعمال |
| O bir eğlence yöneticisi, müzikle falan uğraşıyor. | Open Subtitles | هو مدير ترفيه، مثل الموسيقى أو شيء كهذا |
| Arkadaşlarımdan birisi kuzeydeki çelik fabrikasında yönetici. | Open Subtitles | رفيقة لي هو مدير للمصنع لصهر الحديد في الشمال. |
| Kimmiş kurnaz kampanya yönetici şimdi? | Open Subtitles | الذي هو مدير الحملة الماكرة الآن؟ |
| Joey, bu Dave. Universal'da yönetici. | Open Subtitles | (جوي)، هذا (ديف) هو مدير تنفيذي في شبكة "يونيفيرسال" |