| Bu deneyime en büyük yegâne katkı televizyon izlemek, diğeri banyoda olmak, oturmak. | TED | وأكبر مساهم في هذا الشعور هو مشاهدة التلفاز، يليه أن تكون في دورة المياه، جالسا |
| Artık tek isteğim, kuşları izlemek. | Open Subtitles | كل ما أريد أن أفعله الآن هو مشاهدة الطيور |
| Yapman gereken şey Tv'yi izlemek. | Open Subtitles | لكن كل ما عليك هو مشاهدة التلفاز أليس كذلك؟ |
| Büyük bir sır değil. Attım çünkü tek yapabildiği, televizyon izlemek ya da... -...ölü gibi uyuyup kalmak. | Open Subtitles | رميتهُ عليه لأنّ كلّ ما يفعله هو مشاهدة التلفاز والنوم كالأموات |
| Tek yapman gereken biraz film izlemek ve festival bursu için sinema öğrencileriyle görüşmek. | Open Subtitles | كل ما عليك القيام به هو مشاهدة بعض الأفلام ومقابلة الطلاب الراغبين بمنح المهرجان |
| Tüm hatırladığım Tommy'nin sokağın aşağısına doğru gidişini... ve gözden kayboluşunu izlemek... | Open Subtitles | كل ما أتذكره هو مشاهدة تومي تختفي في الشارع. |
| Bütün yaptığın Star Trek izlemek ve ağlamaktı. | Open Subtitles | ، كل ما فعلته هو مشاهدة ستار تريك و البكاء |
| İşimizin bir parçası vampirleri sikişirken izlemek. | Open Subtitles | وجزء من عملنا هو مشاهدة مصاصي الدماء وهم يمارسونها. |
| Ödeviniz çarşamba gününe kadar beş Nicolas Cage filmi izlemek. | Open Subtitles | واجبكم هو مشاهدة 5 من أفلام "نيكولاس كيج" بحلول الأربعاء |
| Olan biteni televizyondan izlemek gelip bizzat katılmaktan daha korku vericiydi. | Open Subtitles | ما كان مخيفا أكثر هو مشاهدة كل هذه الأحداث على التلفاز عوضًا عن المجيء الى هنا والمشاركة فيها |
| Orada yapacakları tek şey ölmenizi izlemek olacaktı. | Open Subtitles | كل ما يمكن القيام به بالنسبة لك هناك هو مشاهدة تموت. |
| Yapabileceğimiz tek şey suçlular gelip bizi uykuda linç edene kadar telefonumuzdan televizyon izlemek. | Open Subtitles | الأمر الوحيد الذي باستطاعتنا فعله هو مشاهدة محطات التلفاز على هواتفنا إلى أن يعود المجرم و يضربنا على رؤوسنا حتى الموت أثناء نومنا |
| Tek yapması gereken saatin geçmesini izlemek. | Open Subtitles | كل ما استطيع فعله هو مشاهدة الوقت ينفذ |
| Ve benim tüm yapabildiğim olanları izlemek. | Open Subtitles | وكل ما أستطيع فعله هو مشاهدة ذلك يحدث |
| Tek yapmak istediği o programı izlemek. | Open Subtitles | كل ما يريد فعلهْ هو مشاهدة ذاك العرضْ |
| En zor kısmı annemin alışmaya çalışmasını izlemek. | Open Subtitles | الجزء الأصعب هو مشاهدة والدتي |