| Sağ kolunda derin bir kesik ve atardamar kanaması var. | Open Subtitles | هو يحصل على تمزيق عميق إلى ذراعه الأيمن بالنزف الشرياني. |
| Kapı komşunuzda da bundan var. | Open Subtitles | الآن بيت الرجل المجاور، هو يحصل على أحد هذه. |
| Daha önce hiç görmediğim güçleri var. | Open Subtitles | هو يحصل على السلطات الذي أنا أبدا ما رأيت قبل ذلك. |
| Ama bir sorun yokki Milyon tane sorun var. | Open Subtitles | لكنّ ما عنده أي مشكلة هو يحصل على الأطنان من المشاكل |
| Damarlarında aşırı travma ve şişme var. | Open Subtitles | هو يحصل على الصدمة والإنتفاخ الوعائي المتطرّفة. |
| Kendini havaya uçuracak kadar nitrojen var. | Open Subtitles | هو يحصل على إن أو إس كافي هناك لتفجير نفسه. |
| Kanında nitrojen var, beyin yerine benzin deposu taşıyor. | Open Subtitles | هو يحصل على غاز الضحك في دمّه ودبابة غاز لدماغ. |
| Bir sonraki durakta bekleyen yolcular var. | Open Subtitles | هو يحصل على المسافرين ينتظر في المحطة القادمة. |
| Harika, onda yeni araba var. | Open Subtitles | رائع اذا هو يحصل على سيارة جديدة وأنا احصل على لا شيء |
| Onlara gösterebileceği bir kanıtı var. | Open Subtitles | هو يحصل على البرهان الذي هو يمكن أن يشوّفهم. |
| Çoğu insan gibi 10 güzel parmağı var ellerinde. | Open Subtitles | هو يحصل على عشرة أصابع جميلة مثل معظم الرجال |
| Başka şehirlerde de galerileri var. Sürekli seyahat eder. | Open Subtitles | . هو يحصل على هذه الوكالات فى المدن الأخرى ، وهو يسافر دائماً |
| - İç kulak sorunu var. | Open Subtitles | الرجل، هو يحصل على مشكلة الأذن الداخلية. |
| Bu yüzden ona saat başına 450 dolar kazandıran müşterileri ve peşinden ayrılmayan ortakları var. | Open Subtitles | لهذا هو يحصل على عملاء بـ450 في الساعة وشركاء يتعقبونه وكل هذا الهراء |
| O çok fazla şeker var Onda.O eti pişirecek.. | Open Subtitles | هو يحصل على السكّر الأكثر من اللازم فيه. هو سيحرق اللحم. |
| Ama bütün bu karın içinde para biriktirmeye çalışırken, kıçını dondurma ihtimalin de var. | Open Subtitles | هو يحصل على الكثير من المال, ولكن... ولكن كيف بحق الجحيم, اقول؟ |
| O öyle biri değil. Büyük bir kalbi var. | Open Subtitles | هو ليست ذلك الطريق هو يحصل على قلب. |
| Aşırı derecede anormal beyin işlevi var fakat herhangi bir darbe izi yok. | Open Subtitles | هو يحصل على وظيفة دماغ شاذّة جدا لكن ليس هناك إشارات الضربة. - نحن ننتظر لركض إختبارات أكثر. |
| Üstelik göğüs kafesinde kötü ezikler var. | Open Subtitles | هو يحصل على الكدمة السيئة أيضا على ribcageه. |
| 85 kilo. Sol elinde örümcek ağı dövmesi var. | Open Subtitles | هو يحصل على الوشم spiderweb على يدّه اليسرى. |