| Bu ben planladım. Kolay değildi ama işe yaradı. | Open Subtitles | لقد تعمدت فعل ذلك لم يكن الأمر هيناً ولكني نجحت في خداعهم |
| Biliyorum... bu ayrık kişilik uğraşılacak kadar Kolay bir şey değil. | Open Subtitles | أعلم، انفضام الشخصيه ليس أمراً هيناً لنتعامل معه |
| Sıkı çalışmadığımdan değil, ama belki de Kolay olduğundan. | Open Subtitles | ليس وكأنني لست أعمل بجد لكن الأمر يبدو هيناً |
| Kadının izini sürmek kolaydı. Bunu becerebilirdim. | Open Subtitles | ان اقتفاء اثرها كان هيناً واستطيع القيام بذلك |
| Çok kolaydı, sanki artık içmemek gerekiyorken, bir içki daha içmek gibiydi. | Open Subtitles | كان أمراً هيناً مثل تناول المزيد من الشراب وأنت عليك التوقف |
| O bu insanları lideri. Çoğu insanın. O kadar basit değil. | Open Subtitles | إنه بمثابة القائد لهؤلاء الناس, و لمعظم الناس, ليس الأمر هيناً |
| Bu dağın başında bu konudan bahsetmek ne kadar Kolay oluyor, değil mi? | Open Subtitles | كيف يبدو الأمر هيناً للغاية حينما نتحدّث عنه في طريقنا إلى هنا، |
| Şunu da söylemeliyim ki, saatte 80 kilometre hızla esen rüzgarda kampı kurabilmek Kolay olmadı. | Open Subtitles | ودعوني أخبركم، لم يكن هيناً تنصيب مُعسكر في سرعة رياح تبلغ 50 ميل في ساعة. |
| Yeni bir Arayıcı atamak zorunda kalmamızın benim için pek Kolay olmaması dışında, her şey yolunda. | Open Subtitles | تقبّلتكليفباحثاًجديداً، لم يكن هيناً عليّ. |
| Babanın yanında büyümek Kolay olmamıştır. | Open Subtitles | أعلم أنه لم يكن الأمر هيناً عليك مع والدك |
| Kolay olmadı ama, artık bir şansınız var. | Open Subtitles | الأمر ليس هيناً, فعليك أن تتم ذلك في الوقت المناسب |
| Yine de etkilendim. Bir kökeni hançerlemek bir insan için Kolay bir şey değildir. | Open Subtitles | لا زلتُ مذهولاً، فليس هيناً على بشرٍ إصابة مصّاص دماء أصليّ بخنجر |
| Böyle bir babayla Kolay değil, ama sağ ol. | Open Subtitles | ليس أمراً هيناً مع أب مثل ذلك، ولكن شكراً لك. |
| Kolay bir iş değil, ama şok terapisinden iyidir. | Open Subtitles | لن يكون عملاً هيناً ولكنه أفضل من العلاج بالصدمات الكهربائية. |
| Bir cesedi asmak Kolay iş değildir ki kız en az 45 kilo gelir. | Open Subtitles | ليس هيناً تعليق جثة. وتزن 100 باوند على الأقل. |
| - Bu çok Kolay olmalıydı. - Henüz bitmedi. | Open Subtitles | كان من المفترض أن يكون هذا هيناً هذا لم ينتهي بعد |
| Yani her şey çok kolaydı. | Open Subtitles | أقصد... كان الأمر هيناً للغاية. |
| Fillmore vatandaşları için çok kolaydı. | Open Subtitles | كان دائماً هيناً علي سٌكان (فيلمور)0 |
| Bir resmi gördükten sonra, tekrar hatırlamak oldukça basit bir mesele. | Open Subtitles | بمجرد أن تقع عينيّ على صورة، فإن إسترجاعها يعد أمراً هيناً. |
| Ama şimdi, her şey çok basit görünüyor. | Open Subtitles | و لكن الأمر يبدو الآن هيناً |
| Çok basit bir şeymiş gibi duruyor. | Open Subtitles | هذا يبدو أمراً هيناً. |