| Henley Hall'da oynamayı bırakmamı istiyor. | Open Subtitles | سيجبرني أن أترك المسرحية على مسرح "هينلي" |
| Durdur bunu, Bayan Henley! Durdur! | Open Subtitles | اجعليه يتوقف يا آنسه هينلي اجعليه يتوقف |
| Scarlett annesiyle birlikte Henley'de yaşıyor ve... | Open Subtitles | سكارليت تعيش مع أمها في هينلي و،، |
| Frank Henley'in ağzı ve Mickey Jasper'ın burnu ve elmacık kemikleri. | Open Subtitles | وفم فرانك هينلي وأنف ووجنتين ةيكي جاسبر |
| Chris buraya gel. Dostum Bob Hanley'le tanışmalısın. | Open Subtitles | عليك أن تقابل صديقي , بوب هينلي. |
| Şu sıralar yedi tane pansiyonerim var, Henley ikimiz dahil. | Open Subtitles | لديّ سبعة مقيمين حالياً يا (هينلي) بما فيهم أنت وأنا |
| Roy Henley, 57 yaşında, 2 gün önce akciğer hipertansiyonuna bağlı şiddetli nefes darlığı nedeniyle hastanemize yatırılmış. | Open Subtitles | "روي هينلي " ، عمره 57 عاماً أُدخل المستشفى قبل يومين بسبب صعوبة في التنفّس نتيجة لفرض الضغط الرئوي |
| Bay Henley'in testlerini yapacak birkaç intörn bulayım, hemen. | Open Subtitles | سأطلبمنبعضالمتدربينإجراءفحوصاتد."هينلي" وسأعمل عليها |
| Roy Henley pulmoner hipertansiyon hastalığının son döneminde. | Open Subtitles | "روي هينلي " ، يعاني من فرط ضغط الدم في الرئة |
| - Roy Henley'e uygun akciğerler bulundu. | Open Subtitles | - وجدنا رئتين لـ " روي هينلي " وبما أنه قد وُضع على قائمة الزراعة |
| Gelip Roy Henley'e bakmalısınız. | Open Subtitles | د." مكوينز" أحتاجكلأنتلقينظرةعلى" روي هينلي " |
| 4 yıldır Black Pike için çalışıyorum, onlardan evvel de 6 yıl Henley Kömür için çalıştım ve bugüne kadar hiçbir şirketin yelkenleri böyle suya indirdiğini görmemiştim. | Open Subtitles | عملت مع الشركة لأربع سنوات قبلها ست سنوات في مناجم " هينلي " وطوال كل هذا الوقت لم ارى شركةَ تدلي بدلوها بهذا الأسلوب |
| 30'lu yaşlarda kadın, Henley'nin Araba Yıkama dükkanında. | Open Subtitles | "إمرأة قوقازية في أواخر الثلاثينات، بداخل مغسلة "هينلي |
| Sistemde. Wendy Henley. | Open Subtitles | تعرف عليها النظام انها ويندي هينلي |
| Burada beni Diana olarak görüyorsunuz.. Burada seri katil Myra Henley gibiyim, sanırım. | TED | هنالك انا في شكل ديانا أبدو في هذا كالقاتلة الجماعية ميرا هينلي, علي ما أظن (ضحك) |
| - Bayan Henley senin burada olduğunu biliyor mu? | Open Subtitles | - أتعلم الآنسه هينلي انك هنا ؟ |
| Zavallı Bay Henley. Gittikçe kötüleşiyor. | Open Subtitles | ،السيد (هينلي) المسكين يبدو أن حالته تزداد سوءاً |
| Henley'e 30 yıldır gelirim hiç bu kadar çekişmeli bir yarış görmedim. | Open Subtitles | أنا أحضر إلى (هينلي) منذ 30 سنة و لم أرَ سباقأ وشيكا لهذه الدرجة |
| Uzakta değildir, Henley. | Open Subtitles | لم يغيبوا لوقت طويل يا هينلي |
| Neredeyse onu öldürüyordu. Henley adam yaralamaktan üç buçuk yıl aldı. | Open Subtitles | قتله، سُجن (هينلي) ثلاث سنين ونصف للأذى الجسدي |
| Merhaba Bay Hanley. | Open Subtitles | مرحبا , سيد هينلي , إنه أنا كريس. |