| Zona pellusuda tüm girişlere ve birden fazla spermin girişine engel olur. Sperm, vücuttaki en küçük hücredir. | TED | هذه المنطقة تمنع دخول و التحام اكثر من نطفة واحدة و التي هي أصغر خلية في الجسم |
| Fizikçiler ikincisini, yani maddenin evrendeki en küçük şey olan temel parçacıktan yapıldığını buldular. | TED | وجد الفيزيائيون المذكور آنفاً، فالمادة تتكون من جسيمات أولية، هي أصغر الأشياء في الكون. |
| Atom, periyodik tablodaki her elementin en küçük birimidir. | TED | والذرة: هي أصغر وحدة لأيّ عنصر في الجدول الدوري. |
| Senden daha genç ve gülümsemesi daha ışıltılı. | Open Subtitles | هي أصغر منك سنّاً، ولديها إبتسامه ساحرة أكثر منكِ. و المشاهدين تعجبهم. |
| Benny en olmuştur ki Ahşap koyarak üvey annesi için, kim ondan daha genç. | Open Subtitles | بأن بيني كان يضع الخشب لزوجة أبيه , التي هي أصغر سنا منه |
| SD: Kara delikler bilinen evrendeki en küçük öbjeler. | TED | ش.د: الثقوب السوداء هي أصغر أجسام في الكون. |
| Aslında, hücre bedendeki bilincin en küçük birimidir. | Open Subtitles | في الحقيقة الخلية.. هي أصغر وحدة تتمتع بالوعي في الجسم |
| Bunlar üzerinde çalıştığım en küçük kalıntılar. | Open Subtitles | هذه هي أصغر بقايا بشرية عملت عليها أبداً |
| Bunlar insan vücudundaki en küçük üç kemik olan çekiç, örs ve üzengi. | Open Subtitles | هذه هي أصغر ثلاث عظام في جسم الإنسان، تسمى العظم المطرقي، عظم السندان و عظمة الركاب، |
| Leukippos'un teorisinde atom, hala hidrojen, karbon veya demir olarak tanınabilen en küçük bölünemez parçadır. | TED | وبحسب نظرية ليوسيبوس، فإن الذرة هي أصغر جزء من المادة لا يمكن تجزئتها لكن يمكن تمييزها كالهيدروجين، و الكربون، أو الحديد. |
| Bir bakalım alacağım en küçük miktar nedir? | Open Subtitles | لنرى ما هي أصغر كمية نقود أفكر بها ؟ |
| Evet. İşte bu. İşte bu en küçük parça. | Open Subtitles | نعم، ها هي ذا هذه هي أصغر قطعة |
| Princeton Plainsboro tüm sistemimiz içindeki en küçük hastane. | Open Subtitles | (برينستون بلانسبورو) هي أصغر مستشفى في شبكتنا بأكملها |
| Bu da en küçük kızım Shirei. | Open Subtitles | وها هي أصغر بناتي (شيري) |