| Babamın hapse girmesi yüzünden üzgün olduğumu biliyordu ve bana bir kahvaltı hazırlamıştı. | Open Subtitles | هي تعرف أنني كنتُ مستاءةً حول اعتقال والدي ولذلك قامت بإعداد الإفطار لي |
| O biliyor. Göğsünden değil mi? | Open Subtitles | هي تعرف, رصاصة في الصدر, صحيح؟ |
| Bugün yarın cesedi ortaya çıkabilir ve o da gömenin kim olduğunu biliyor. | Open Subtitles | يمكنهم أن يجدو جثته في أي وقت و هي تعرف بأننا دفناه هناك. |
| O değişiklikleri yapıp asistanımı ara çünkü o nerede olduğumu bilir, tamam mı? - Tamam. | Open Subtitles | لدينا عمل , انهي التغييرات في اللحن واتصل بمساعدتي , هي تعرف مكاني |
| İyileşmesini bekleyin. O bunu bizden daha iyi biliyor. | Open Subtitles | فقط لندعها تتحسن، هي تعرف إلى أي درجة تحتاج ذلك |
| O senin beş parasız ve gidecek başka yerin olmadığı biliyor mu? | Open Subtitles | هل هي تعرف بأنك مُفلس وليس لديك مكان اخر لتذهب إليه |
| Evet, o da harikadır. Ama senin ışıItın onda yok. Bunu o da biliyor. | Open Subtitles | نعم ، هي رائعة ، لكنها لا تملك مثل بريقكِ ، هي تعرف |
| O çok iyi biliyordu... ezberden maval okuduğunu. | Open Subtitles | هل هي تعرف أن حبكما لا أمل فيه؟ إنها عداءات قديمة |
| Tamam, o hapların nerde olduğunu biliyordu. | Open Subtitles | حسناً هي تعرف مكان الأقراص ولديها وصول للجناح |
| Parasız olduğumu biliyor. Babamla görüşmeden önce biliyordu. | Open Subtitles | هي تعرف أنني مفلس، كانت تعرف قبل لقائها بأبي |
| O biliyor mu? | Open Subtitles | هل هي تعرف هذا ؟ |
| Bunun senin suçun oldugunu, O biliyor. | Open Subtitles | هي تعرف أنه خطأه |
| O biliyor mu? Küçük alışkanlığını? | Open Subtitles | هل هي تعرف عن عادتك السرية؟ |
| Neden bana itaat etmiyor? Bağırsaklarımın korkunç durumda olduğunu biliyor. | Open Subtitles | لماذا هي تعصيني هي تعرف أن زبديتي بحالة مزرية |
| Ama ölümün acıdan daha aç olduğunu biliyor, o yüzden minnettar. | Open Subtitles | هي تعرف بأنّ الموت أكثر جوعا من الألم لذا فهي تقدم الشكر |
| - Elvis'in önemli olduğunu biliyor anne. - Elvis her şeydir! | Open Subtitles | هي تعرف ان "الفيس" مهماً يا امي الفيس" كل شيئ" - |
| Bilmiyorum. Ama bir genç kız, aşkın içine düştüğünde, bunu hemen bilir. | Open Subtitles | لا أعرف, إنه فقط عندما فتاة تقع أو تخرج من الحب هي تعرف ذلك فوراً |
| Ben, elimizde bir sürü ceset olduğunu biliyorum; o da kocasının ve oğlunun nerede olduğunu bilir. | Open Subtitles | اعرف انه لدينا سلسلة من الجثث و هي تعرف اين ابنها و زوجها انت الضحية هنا |
| Bir saat sonra sınavım var ve şu anda kızın, göç kanunu konusunu benden iyi biliyor. | Open Subtitles | لدي اختبار بعد ساعة , والآن هي تعرف عن قانون الهجرة أكثر مما أعرف أنا |
| Sana iyi para ödüyor ve iyi biliyor. O herkesi bilir. | Open Subtitles | هي تدفّع لك بشكل جيد و هي تعرف، حسنًا هي تعرف الجميع |
| Bir dağda olduğunu biliyor mu, yoksa, isteği dışında mı orada tutuluyor_ | Open Subtitles | هل هي تعرف انها على الجبل او انها محتجزة هناك ضد ارادتها ؟ |
| O bizim en iyi iz sürücümüz ve bunu o da biliyor. | Open Subtitles | هي أفضل المتعقبين لدينا هي تعرف ذلك |
| Üzgün olduğu için konuyu değiştirdiğimin farkında. | Open Subtitles | هي تعرف.. أني أغير الموضوع لأنها تشعر بالحزن |
| Silah kullanmayı biliyormuş. Tüm o kutuları gördün! Yarı müşterisiyle o ilgilenirmiş. | Open Subtitles | هي تعرف كيفية إستعمال بندقية، لديها دافع، رأيتِ تلك الصناديق. |