"هَلْ يَجِبُ" - Translation from Arabic to Turkish

• mı
• miyiz
• Sence

Ayrıca, Radha'nın ahali ne der diye sessizlik içinde acı çekmesi reva mı?
إضافةً إلى هذا، هَلْ يَجِبُ أَنْ نَتْركَ رادها تعاني في صمت لخوفِ المجتمعِ؟

yoksa diğer bayan mı demeliydim?
أَو هَلْ يَجِبُ أَنْ أَقُولَ السيدةَ الأخرى؟

Biraz kâküllerini alayım mı?
تَعتقدُ لَرُبَّمَا أنا هَلْ يَجِبُ أَنْ يُشذّبَ ضرباتُه قليلاً؟

Bir ara oraya gidip merhaba mı diyeceğiz?
هَلْ يَجِبُ أَنْ نَذْهبَ هُنَاكَ في وقتٍ ما ونَقُولَ مرحباً؟

Gidip yağmurluğumu ve botlarımı mı giymeliyim yani?
هَلْ يَجِبُ أَنْ أَذْهبَ و أضع على معطفي و حذائي واق من المطر ؟

doğruyu mu söyleyeyim yalan mı?
هَلْ يَجِبُ أَنْ اَقُولَ لكي الحقَّ أَو الكذبَ؟

Bilmem gereken rahatsız olduğun başka bir şey var mı Paige?
هناك أي شئ آخر مُضَايَقَتك، بَيج، بأنّني هَلْ يَجِبُ أَنْ يَعْرفَ حول؟

Hemen bir mahkeme emri çıkarayım mı?
هَلْ يَجِبُ أَنْ أَحْصلَ على مذكرةِ إحضار طارئةِ؟

2 yıldır boşanacağına yemin ediyorsun, şimdi yardımıma mı muhtaçsın?
لسنتين أقسمتَ بأنّك تُطلّقُ، الآن أنا هَلْ يَجِبُ أَنْ يُساعدَك تَتفاداه؟

Hep böyle yapışık mı olacağız?
هَلْ يَجِبُ أَنْ نَبْقى مَلْصُوقينَ دائماً؟

Tamam, o zaman kenara mı çekmem lazım?
الموافقة، حَسناً، ثمّ هَلْ يَجِبُ أَنْ أَسْحبَ إنتهى؟

İzini sürmek için daha çok kişiyi çağırayım mı?
هَلْ يَجِبُ أَنْ أَستدعى المزيد من الموظفين للمساعدة على تعقبه؟

- Timmy ile yatmamı mı söylüyorsunuz?
لذا أنت تُخبرُني أنا هَلْ يَجِبُ أَنْ يَنَامَ مَع تيمي؟

Burada olman mı gerekiyor?
حَسناً، هَلْ يَجِبُ عليك أَنْ تكُونَ هنا؟

Sağa mı gitmeliyim, sola mı?
هَلْ يَجِبُ أَنْ أَتّجهَ يميناً، أَو يسار؟

Soyunayım mı?
أوه هَلْ يَجِبُ أَنْ اخلع ملابس الآن؟

- Bir doktor bulalım mı?
- هَلْ يَجِبُ أَنْ نَذْهبَ لرؤية الطبيب؟

SWAT ekibini yollayalım mı?
هَلْ يَجِبُ أَنْ نُرسلَ فريقَ سوات؟

Bu gece uğrayayım mı?
هَلْ يَجِبُ أَنْ أَحْصلَ على اللّيلة؟

Dog, söylemeli mi yoksa göstermeli miyiz?
يا كلب، هَلْ يَجِبُ أَنْ نُخبرَه أَو نورية؟

Sence almalı mıyız?
كذلك أنت يَعتقدُ بأنّنا هَلْ يَجِبُ أَنْ يَحْصلَ عليه؟