| İşte... Oğlumu balıktan alıkoyan ters bir şey görüyorum. | Open Subtitles | لا أرى هُناك شيءٌ خاطئ لإرادتي أن آخُذ إبني لصيد السمك |
| Biri sende ama diğeri de lazım. Fakat bu kadar değil. Başka bir şey daha var. | Open Subtitles | لديكَ واحدةٌ وتُريد الأخري ،لكن الأمر ليس هكذا ، هُناك شيءٌ آخر. |
| Telafi etmek için yapabileceğin bir şey olabilir. | Open Subtitles | ربما يكون هُناك شيءٌ بإمكانك فعلهُ قد يعوض الأمر لي. |
| Senin bildiğini düşündüğü bir şey yüzünden senden korkuyor. | Open Subtitles | إنها خائفةٌ منكِ، أو أن هُناك شيءٌ ربما تعلمينه بشأنها |
| Aslında orda sana göstereceğim bir şey var. | Open Subtitles | هُناك شيءٌ يمُكن أن أجعلك تُشاهديه. |
| Ve bundan daha fazla istediğimiz bir şey yoktu, tatlım. | Open Subtitles | وليس هُناك شيءٌ أردناهُ أكثر من هذا |
| Bilmem gereken bir şey yoksa tabii ki. | Open Subtitles | الأ أذا كان هُناك شيءٌ أخر يجب أن أعرفة |
| Affedilecek bir şey yok lordum. | Open Subtitles | ليس هُناك شيءٌ لأغفره يا سيّدي الّلورد. |
| Başka bir şey öğrendin mi? | Open Subtitles | و هل هُناك شيءٌ آخر .. |
| Diğer bir şey de, neden olmasın? | Open Subtitles | و هُناك شيءٌ آخر , ولمَ لا؟ |