| Küçük bir çocukken yaşadığım köy, Northern Plains'ten gelen haydutlar tarafından saldırıya uğradı. | Open Subtitles | عندما كنت صبيا , هُوجمت قريتى من قبل غزاة من السهول الشمالية |
| Müvekkilim, canına dişine takıp çalışan bir çok başka kadına olduğu gibi, istediğini yapabileceğini sanan birisi tarafından saldırıya uğradı. | Open Subtitles | "مثل الكثير من النساء المُجدّات مثلها" "لقد هُوجمت موكلتي من قبل رجل إعتقد أنّ لديه الحق بفعل ما يريد." |
| Diplomatik Güvenlik Hizmeti minibüsü 20 dakika önce LA havaalanı dışında saldırıya uğradı. | Open Subtitles | شاحنة لخدمة الأمن الديبلوماسية هُوجمت بالقرب من مطار (لوس أنجلس) قبل 20 دقيقة. |
| Grubumuz saldırıya uğradı. | Open Subtitles | لقد هُوجمت مجموعتنا |
| Biriydi... Dün gece arabasına giderken saldırıya uğramış. | Open Subtitles | بل كانت، فإنها هُوجمت البارحة في طريقها لسيّارتها. |
| Tessa tam da Bay Carpenter'a onun sorun yaratacağını söyledikten sonra saldırıya uğradı. Ve bence bunu o yaptı... | Open Subtitles | لقد هُوجمت (تيسا) بعدما أخبرتُ السيّد (كاربنتر) أنّها ستكون مُشكلة. |
| Ama arabaları saldırıya uğradı. | Open Subtitles | لكن هُوجمت سياراتهم |
| Bir kadın otoyolda saldırıya uğramış. | Open Subtitles | امرأة هُوجمت على الطريق الرئيسي |
| Anne Cardinal ile kaldığı dairede saldırıya uğramış. | Open Subtitles | لقد هُوجمت في الشقة التي شاركتها مع (آن كاردينال). |