| Sonra bir rapor daha su yüzüne çıktı ve bir tane daha. | TED | وبعد ذلك ظهر تقرير آخر مشابه، وآخر غيره. |
| Kiran'ın fotoğrafları, mektupları, telefon numaraları ve yazdığı son mektup. | Open Subtitles | صور لكيران وخطابات وأرقام هاتف وآخر خطاب هو الذي كتبه |
| biri tabure üzerinde telleri idare ederken diğeri de yayı tutuyordu. | Open Subtitles | وقال الرجل على مقاعد البدلاء لأنه عقد وغيرها تعلمون، وآخر لتشغيله. |
| Prens, bayan arkadaşlarını ara sıra dövmekten hoşlanır. | Open Subtitles | إنه يحب تلقين صديقاته درساً بين كل حين وآخر. |
| Âyinde başka, okulda başka bir şey duyacaklar diye de endişeleniyor musunuz? | Open Subtitles | هل تقلق أن سماع شيء واحد في تجمع وآخر في المدرسة ؟ |
| Kocama bunun neden olduğunu açıklamak zorunda kalmamayım bir de. | Open Subtitles | وآخر ما أحتاجه هو أن أشرح لزوجي سبب حدوث ذلك. |
| arada bir tabana elektrik veriliyor ve bu köpeklerin canını yakıyormuş. | TED | في كل حين وآخر تحدث صدمة كهربية للأرضية يتألم لها الكلبان |
| Arası işleri ağırdan almaya çalıştığımız sırada birisi karşımıza çıkar ortalığı ayağa kaldırır. | Open Subtitles | وبين حين وآخر نتصادم مع أناس في أوج الحماسة بينما نحاول التهدئة من الأمور. |
| Beş tane Randolph bulduk. biri Forest Hill'de, biri de Brooklyn'de. | Open Subtitles | جورج, حتى الآن توصّلنا الى خمسة راندولف, واحد فى فوريست هيل,وآخر فى بروكلين, |
| biri gelmişse, sonra bir tane, sonra bir tane daha gelir. | Open Subtitles | أينما يوجد واحد منهم, سيكون هناك آخر وآخر |
| -Şu anda, kaçak bir uçağım var, ölü bir pilotum var. -Ve üsse gelemeyebilecek bir tane daha var. | Open Subtitles | حالياً لدي طائرة هاربة وطيار ميت وآخر ربما لا ينجح في العودة على القاعدة |
| Doğum günü partilerinin özelliği ilk ve son partinin birbirine oldukça benzemesidir. | Open Subtitles | أغرب ما بحفلات أعياد الميلاد، هو أن أول وآخر حفل متشابهان تماماً |
| Dogum günü partilerinin özelligi ilk ve son partinin birbirine oldukça benzemesidir. | Open Subtitles | أغرب ما بحفلات أعياد الميلاد، هو أن أول وآخر حفل متشابهان تماماً |
| biri Batı Hindistanlı, bir Afrikalı, üç Çinli, hepsi erkek. | Open Subtitles | واحد من أصل هندي وآخر أفريقي وثلاثة صينيين جميعهم ذكور |
| Ayrıca iki şarjörü vardı biri önde, biri kulpun arkasında. | Open Subtitles | وكان هناك مخزنين كذلك واحد في المقدمة وآخر خلف المقبض |
| Tanrıya şükür, eşim ve ben kendimizi şımartabiliyoruz ara sıra. | Open Subtitles | أنا وسيدتي نستطيع أن ندلع أنفسنا بين وقت وآخر الحمد لله |
| Ara sıra da olsa konuşmuşsunuzdur. | Open Subtitles | لابد أنكِ تحدثتي معها ، أعني بين حين وآخر |
| Daha da ileri gidersek, eğer başka evrenler varsa, bu kuram bu evrenlerin sıklıkla birbiriyle çarpışabileceğini öngörüyor. | TED | وبالذهاب بعيداً ، لو كان هناك أكوان أخرى تتنبأ هذه النظرية بأنه كل حين وآخر يمكن لهذه الاكوان ان تتصادم |
| arada bir de olsa gece dışarı çıksak iyi olurdu herhalde. | Open Subtitles | أجل ، أظن أن موعدا مسائي سيكون جميلا بين حين وآخر |
| Eve gider gitmez yatacağım. Gece de. arada, akşam boyunca.. | Open Subtitles | سآخذ إذن مبكر هذا المساء وآخر لاحقاً لكن لأغلب المساء |
| arada sırada da dışarıda yemek yediler. | Open Subtitles | وبين حين وآخر,كانوا يتناولون الطعام بالخارج. |
| Birisi öldü, ikisi müebbet hapis ve diğeri de ölüm hücresi cezasına çarptırıldı. | Open Subtitles | توفى واحد من وقتها، واثنان يقضيان سجن مدى الحياة، وآخر محكوم عليه بالإعدام. |
| Katlanır yatakların diğer bir harika özelliği de hipo-alerjik olması. | Open Subtitles | وآخر ما يميز السرير القابل للطي أنه مضاد للإصابة بالحساسية |
| Birinin uyuşturucu sorunu var, diğerinin stres, öbürü de bipolar. | Open Subtitles | أحدهميتناولالمخدرات.. والأخر لديه إكتئاب وآخر غريب عنهم |
| Bugün hakkında konuşacağım son malzeme ise plastik. Ve tabii ki, tost makinemin plastik bir kutusunun olması lazımdı. | TED | وآخر عنصر اريد التحدث عنه اليوم هو البلاستيك وطبعاً يتوجب ان تغلف محمصة الخبز الكهربائية بغلاف بلاستيكي |
| Ben küçükken bir futbol sahası, bir beyzbol sahası ve bir tenis kortu vardı, ama yürüyerek gidebiliyordum, çünkü hepsi mahallemdeydi. | TED | عندما كنت صغيرًا، كان هناك ملعب لكرة القدم، وآخر لكرة السلة، وآخر للتنس، لكنني كنت أمشي إليها، لأنها كانت فقط بالجوار. |