| Eğer onu terbiye etmezseniz, geri gelip annesiyle konuşacağım. | Open Subtitles | سأعود وأتكلم مع والداته. كلا، مهلاً، مهلاً. |
| -Bugün gidip Nicolet ve Dargas'la konuşacağım. | Open Subtitles | – ..لا أعرف سوف أذهب – وأتكلم مع نيكولت و دراجاز اليوم |
| Karşıya geçip onunla konuşacağım. | Open Subtitles | يجب أن أذهب للجهة المقابلة من الشارع وأتكلم معه |
| Bak, Arnie, bu evlat edinme acentasına gider konuşurum ve işlerin yoluna girmesini sağlarım. | Open Subtitles | اسمع، سأذهب إلى هناك وأتكلم مع موظف التبنّي وأعمل على توضيح الأمر. |
| Evet, ama sanırım mezarları kim kiminle paylaşacak diye sorduğumda, grup adına ben konuşurum. | Open Subtitles | نعم، أعتقد وأتكلم هنا عن الجميع عندما أسمح لنفسي بتحديد هوية المتشاركون |
| Ve, tarihsel konuşmam gerekirse orospular katiller için her zaman kolay hedef olmuştur. | Open Subtitles | وأتكلم تاريخياً العاهرات دائما هدفاً سهلا للقتله |
| Tecrübe olarak konuşuyorum bu olay her zaman üçüncüyü incitiyor. | Open Subtitles | وأتكلم عن خبرة حين أقول أن النقطة الثالثة تؤلم دائماً. |
| Bu yüzden oraya gidip onlarla yüz yüze konuşacağım. | Open Subtitles | لذلك أنا ساذهب هناك بنفسي وأتكلم معهم شخصيا |
| Bu müdürle gidip konuşacağım, ama ben yokken sen burada misafirimiz olarak kalacaksın. | Open Subtitles | لذا، سأذهب وأتكلم لهذا المدير وبينما أذهب، ستظل أنت هنا كضيف لنا. |
| Sırf şurada durup, konuşacağım. O kadar. | Open Subtitles | انا فقط سأقف هنا وأتكلم معك ، حسنا |
| Yüzbaşı Seeger'ın radarcısıyla konuşacağım. | Open Subtitles | سـأذهب وأتكلم مع الملازم سيجرز |
| Bunu okuyup yayıncımla konuşacağım. | Open Subtitles | سوف أقرأه وأتكلم إلى محرري ، حسناً |
| Gidip onunla konuşacağım. | Open Subtitles | هذه عمتكم. سأذهب وأتكلم معها. |
| Seni uyarmalıyım, çok sık dinlenmek için dururum. Ayrıca durmadan da konuşurum. | Open Subtitles | إنني بحاجة إلى عدة استراحات علي أن أحذرك, وأتكلم بدون فواصل |
| Yürüyüşe çıkarım; etrafa bakar, insanlarla konuşurum. | Open Subtitles | سأمشى وأشاهد الأشياء وأتكلم مع الناس |
| Her gün, gün boyu insanlarla konuşurum. | Open Subtitles | وأتكلم مع الناس طيلة اليوم كل يوم |
| Seni görmem lazım... seninle konuşmam lazım... | Open Subtitles | لابد أن أراكِ وأتكلم معكِ |
| Ağzımı açıp konuşmam her şeyi halletti. | Open Subtitles | كانيجبأن أفتحفمي وأتكلم! |
| Kahrolası bir kitabın içindeyim, göremediğim seslerle konuşuyorum... ve siz bana neden bağırdığımı mı soruyorsunuz? | Open Subtitles | أنا داخل كتاب لعين وأتكلم مع أصوات لا يمكنني رؤيتها، وتسألني لماذا أصرخ؟ |
| Tecrübelerime dayanarak konuşuyorum, başka şansı yoktu. | Open Subtitles | أجل، وأتكلم عن تجربة، لم تكن لديه أدنى فرصة. |
| Ağlıyor ve konuşuyordum. | Open Subtitles | كنت أبكي وأتكلم |