| Gel otur buraya, tatlım. Yaprak gibi titriyorsun. | Open Subtitles | تعالى وأجلسى بمقعدك يا حبيبتى أنتِ ترتعشى مثل ورق الشجر |
| Şunlardan birini al ve otur. Bakalım elimden ne gelecek. | Open Subtitles | خذى واحدة من هذه ، وأجلسى ، لأرى ما يمكننى فعله |
| Bahçeye çık ve öylece oraya otur aklını sakinleştir ve neler olacağını izle. | Open Subtitles | أذهبى الى الحديقة وأجلسى فقط ولنرى ماسيحدث |
| Küçük, şişman butlarını kıpırdat ve biryerlere otur. | Open Subtitles | حركى رجليكى الصغيرتين وأجلسى هُنا |
| Buraya gel, otur ve izle. | Open Subtitles | تعالى هنا وأجلسى وشاهدى |
| Git otur. | Open Subtitles | والآن إذهبى وأجلسى |
| Oraya git ve içine otur. | Open Subtitles | أذهبى وأجلسى بها |