| Rabbi Rojo'yu da al git onlara siktir olmalarını söyle! | Open Subtitles | لم لا تفهم رابّي روجو وأخرج هناك وأخبرهم أن يرحلوا |
| Hemen geleceğimi söyle. Onlar oyuna başlasın. | Open Subtitles | أسرع وأخبرهم أنا سأكون انتهى أخبرهم للحصول على اللعبة للبدأ |
| Bir daha bahçıvanınızı, çocuk bakıcınızı gördüğünüzde, böyle bir insan görürseniz onlara içtenlikle sarılın ve ait olduklarını söyleyin. | TED | في المرة القادمة التي ترى فيها بستاني منزلك، ترى مربيتك، ترى شخصًا كهذا، امنحهم عناقا كبيرًا، وأخبرهم أنهم ينتمون. |
| onlara özgürlük yerine ölüm teklif ettiğimi nasıl söyleyeceğim? | Open Subtitles | أخبرنى أيها الأسقف كيف أذهب إلى رجالى وأخبرهم أن بدلاً من الحرية أنا أعرض عليكم الموت |
| Eğer kalbini açıp bana evet demezsen melek telsizinden her şeyi söylerim. | Open Subtitles | سوف أتكلم لراديو الملائكة وأخبرهم بكل شئ. حتى تفتح قلبك وتقول نعم. |
| Sahil güvenliği ara ve adanın etrafını devriye botlarıyla tutmalarını söyle. | Open Subtitles | إستدعي خفر السواحل وأخبرهم بالبدء بتحويط الجزيرة بزوارق بحرية |
| Dışarı çık ve herkese yemek ısmarlayacağımızı söyle. Adam başı 2 doları geçmesin. | Open Subtitles | اذهب وأخبرهم بأنّنا سنجلب لهم العشاء دولاران للفرد كما تنص اللوائح |
| Londra'yı ara. Artık bizim ilgileneceğimizi söyle. | Open Subtitles | كلم لندن وأخبرهم باننا سنتعامل معة من الآن فصاعدا. |
| Çünkü beni inandırdın. Oraya gidip, bana söylediklerini söyle. | Open Subtitles | ولأنك أقنعتني , إذهب إلى هناك وأخبرهم ما أخبرتني بهم الآن |
| Ailenden birinin vefat ettiğini söyle tarifeden %50 düşüyorlar. | Open Subtitles | اقصد شركة الطيران وأخبرهم بأن لديك حالة وفاة في العائلة وسيخصمون لك نصف ثمن التذكرة |
| onlara benim bir Halifelik militanının eşi olmayı seçtiiğimi söyledi. | Open Subtitles | وأخبرهم أنني اُخترت أن أكون زوجة أحد مقاتلي جيش الخلافة |
| onlara 24 beyaz hap vermeyin. 18 beyaz hap altı mavi hap verin ve beyaz hapı önce mavi hapı sonra almalarını söyleyin. Buna bölümleme deniyor. | TED | لا تعطهم ٢٤ حبة بيضاء أعطهم ١٨ حبة بيضاء و٦ حبات زرقاء وأخبرهم لابتلاع الحبوب البيضاء أولاً ثم الحبوب الزرقاء بعد ذلك هذا مايطلق عيه تشانكنج |
| Seni polis'e götürüp peşinden gelmemelerini söyleyeceğim. | Open Subtitles | أنا سأخذك إلي الشرطة وأخبرهم أن لا يأتون وراءك |
| İlkyardım çadırına gidip mide yıkama makinesini prize takmalarını söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأذهب لخيمة الإسعافات الأولية وأخبرهم بتجهيز مفرّغة المعدة القديمة |
| Beni kurtar, yoksa gider onlara söylerim. | Open Subtitles | أخرجني من هنا، لا أدري كيف وإلا سأذهب الآن وأخبرهم |
| Saldırganlardan biri polisi arayıp diğer saldırganın evdekileri öldürmek üzere olduğunu söylemiş. | Open Subtitles | لماذا ؟ أحد المجرمين إتصل بالشرطة وأخبرهم أن شريكه بصدد قتل الضحايا |
| Ya da üstlerime gider tam olarak ne işler karıştırdığını anlatırım. Anlıyor musun? | Open Subtitles | سأذهب بأعلى وأخبرهم بالامر كله ما يحدث معك,فهمت؟ |
| onlara ne gördüysen anlat ve buradan gidelim tamam mı? | Open Subtitles | اذهب فقط وأخبرهم بما رأيت وبالتالي نستطيع الخروج من هنا, موافق؟ |
| Gina, nasıl tepki verdiklerini görmek için insanları arayıp onun öldüğünü söylememi istedi. | Open Subtitles | جينا جعلتني أتصل على الناس وأخبرهم أنها ماتت لترى كيف كانت ردة فعلهم |
| Grendon'ı arayıp gelmeyeceğimizi söyleyeyim. | Open Subtitles | من الأفضل أن أتصل على النادي وأخبرهم بأننا لن نحضر |
| Şimdi Los Angeles'teki artist arkadaşlarını arayacağım ve arka bahçende neler olduğunu onlara anlatacağım. | Open Subtitles | سأتصل باصدقائي في لوس انجلس وأخبرهم ان كل هذا حدث في ساحتنا الخلفية |
| onlara bir olta atabilir, ve davalarının bağlantılı olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | يمكننى أن أرمى لهم بخيط وأخبرهم أن قضيتهم متصلة |
| Bomba imha ekibini ara ve oteldeki durumu haber ver. | Open Subtitles | إتصل بفرقة المفرقعات وأخبرهم بالوضع في الفندق |