| Küçücük bir karıncasın ama, Kardeşimle beni bir araya getirecek gücü göstermeyi başardın. | Open Subtitles | أنتي نملة صغيرة ، لكنك قوية بما يكفي لتقربي بما بيننا أنا وأخي |
| Ben bu dersi zor yoldan, Kardeşimle, ergen bir çocukken öğrendim. | TED | تعلمت هذا الدرس بالطريقة القاسية عندما كنت مراهقًا أنا وأخي. |
| Ben ve kardeşim su kulesinin üstüne çıkar, oradan stadyumdaki maçı seyrederdik. | Open Subtitles | اعتدنا أنا وأخي على مشاهدة المباراة من فوق خزان المياه قرب المدرّج |
| Ben de annemi yüzünden bıçakladım. kardeşimi de böğründen. Sonra da evden kaçtım. | Open Subtitles | حيث طعنت أمي في وجهها، وأخي في جنبه، وهربت من البيت. |
| Dinle, ben ve ağabeyim geri gelip o resme bakmak istiyorduk tekrar. | Open Subtitles | إذأ , أأه . . , إذاً إسمعي أنا وأخي كنا نفكر |
| Ama iş bu ve benim abim böyle şeylerin kolay olmasından hoşlanmaz. | Open Subtitles | ولكنه عمل وأخي الكبير لا يعجبه ذلك عندما تكون الأمور ليست سهلة |
| Ben henüz altı yaşındayken annem ve abimle ayakkabıcıya gitmiştik | TED | عندما كان عمري حوالي ال6 سنوات، ذهبت مع أمي وأخي إلى محل أحذية. |
| - Bütün öğlen Kardeşimle beraber olacam, | Open Subtitles | رائع حسناً , انا وأخي سنكون مع بعضنا بعد الظهر |
| Zaten Kardeşimle hiç uyuşmadık. o ve ben zıttık. | Open Subtitles | أنا وأخي ما إنسجمنا قط فبات هو عملي وأنا غير عملي |
| Eskiden Kardeşimle birlikte büyükbabamın sandalını alıp, limanın iç taraflarında şişe toplamak için dalardık. | Open Subtitles | أنا وأخي استخدامها لاتخاذ زورق القديم جدي للخروج الى الميناء والغوص للزجاجات. |
| Kardeşimle halamın yanında kalmak için Hawaii'ye gittik... Kardeşim uyuşturucu işine bulaştı. | Open Subtitles | فذهبت انا وأخي للإقامة مع عمتي في مزرعتها في هاواي وتحول أخي الى زراعة الأفيون |
| Ben ve kardeşim su kulesinin üstüne çıkar, oradan stadyumdaki maçı seyrederdik. | Open Subtitles | اعتدنا أنا وأخي على مشاهدة المباراة من فوق خزان المياه قرب المدرّج |
| İki kızım ise, Ekselansları ve kardeşim Lord'la evlenecekler. | Open Subtitles | ابنتاي، ليانا وجوليانا، سوف تتزوج فخامتكم وأخي الأسقف. |
| O ve kardeşim Doug beraber balığa çıkarlar. | Open Subtitles | هو وأخي دوج يذهبان للصيد في البجر ويستغرقان شهوراً في المرة الواحدة |
| Sırplar hemen gelmeden önce babam, beni ve kardeşimi ormana gönderdi. | Open Subtitles | أرسلني والدي وأخي إلى الغابات قبل أن يأتي الصرب |
| Bir tarla satın aldı ve benimle kardeşimi, bunlardan uzak tuttu. | Open Subtitles | لقد اشترى مزرعة في البراري ورعاني أنا وأخي بعيداً عن كل شيء |
| Cennet burası. Adem buradaydı, sonra ağabeyim de buraya geldi. | Open Subtitles | الجنة هنا آدم كان هنا وأخي أتى إلى هنا أيضاً |
| Ben ve ağabeyim. Önceden ben ve ağabeyim beraberdik. | Open Subtitles | أنا وأخي، لقد كان الأمر يقتصر عليّ أنا وأخي فقط |
| abim ve ben salon penceresinden dışarıya bakıyorduk Ve 2 askerin evimizin önünde yürüdüğünü gördük. | TED | كنت وأخي في غرفة المعيشة ننظر من النافذة الأمامية، ورأينا جنديين يمشيان في الطريق إلى منزلنا. |
| Sizin cinayet masası kıçını kaldırıp işini yapmaya başladığı zaman belki ondan sonra abimle ben bunu aşabiliriz. | Open Subtitles | وعندما ينهض قسمكم الجنائيّ ويشرع بتأدية عمله اللعين ربما أتمكّن وأخي من تجاوز الأمر |
| Ama bu gece karşınızda olduğum gibi şehrimizin yandığı gibi kardeşimin öldüğü gibi saftım, hırslarını göremeyecek kadar kördüm. | Open Subtitles | ولكن كما أقف أمامكم الليلة ومدينتنا منهوبة وأخي ميت لقد كنت ساذجًا وأعمى عن طموحاتهم |
| kardeşim ve ben, biz gün batmadan evde olacağımıza söz vermiştik. | Open Subtitles | كنت أنا وأخي خارج المنزل، رغم أننا قطعنا وعدا بعدم مغادرته |
| Lütfen bana ve kardeşime Amerika'ya gitmek için yardım et. | Open Subtitles | يا رب , ساعدني أنا وأخي لنذهب إلى أمريكا ونقابل سوبرمان |
| ağabeyimle pek konuşmuyorlar da. | Open Subtitles | هو وأخي لا يفكران في أمر الزواج كثيرا الآن |
| Babam beni ve ağabeyimi dünyada her şeyden daha çok sever. | Open Subtitles | أبي يحبني أنا وأخي أكثر من أي شيء في العالم |
| Sonraki üç gün boyunca, ben, kız kardeşim ve erkek kardeşim yanında, Yoğun Bakımda kaldık. | TED | بقيت أنا وأختي وأخي بجانب سريرها للثلاثة أيام التالية في العناية المركزة. |