| Akşam yemeğinde, kocaman bir dilim işkembeli turta yemeni izleyeceğim. | Open Subtitles | للعشاءِ ، وأراقبك تأكل شريحة كبيرة من الفطيرة المتواضعة |
| Orta alana oturacak ve bunu, kendine yapmanı izleyeceğim. | Open Subtitles | سأجلس في وسط المحكمة وأراقبك تفعل هذا بنفسك. |
| Orta alana oturacak ve bunu, kendine yapmanı izleyeceğim. | Open Subtitles | سأجلس في وسط المحكمة وأراقبك تفعل هذا بنفسك. |
| Öylece bekleyip hayatını mahvetmeni izlemeyeceğim. | Open Subtitles | أنا لن أتنحى جانباً وأراقبك وأنتِ تدمرين حياتك |
| Bu da sen düşüncesizce bir tuzağa doğru yürürken arkama yaslanıp izlemeyeceğim anlamına gelir. | Open Subtitles | لكنّي لن أمكث مكتوف اليدين وأراقبك تذهب برعونة لفخّ. |
| Sen orada uzanırken ben yavaş yavaş ölmeni izleyeceğim. Tıpkı yoldaki arkadaşlarım gibi. | Open Subtitles | سترقدين محلّك، وأراقبك تموتين ببطء، كما حدث لأصدقائي على الطريق. |
| Sen orada uzanırken ben yavaş yavaş ölmeni izleyeceğim. Tıpkı yoldaki arkadaşlarım gibi. | Open Subtitles | سترقدين محلّك، وأراقبك تموتين ببطء، كما حدث لأصدقائي على الطريق. |
| Uyumalısın, bende burada oturup seni izleyeceğim. | Open Subtitles | أنت ستخلد للنوم وأنا سأجلس هنا وأراقبك |
| Ve burada oturup öyle davranmanı izlemeyeceğim. | Open Subtitles | لن أجلس وأراقبك تتظاهر بذلك |