AK-47. 44 Magnum. Otomatik silahlar, gece görüs silah dürbünü. | Open Subtitles | أى كى عيار 47 , ماجن عيار 44 وأسلحة ألية |
Her şey onlarındı, para, uyuşturucu, silahlar, kadınlar, adını siz koyun, şıngır şıngır mücevherler... | TED | كان هناك مال ومخدرات وأسلحة ونساء ومجوهرات والسلاسل اللماعة، كان هناك كل شيء |
Sahte kimlik ve silah varsa, büyük bir şey olacaktır. | Open Subtitles | وصدّقني، إن كانت هنالك هويّات مزوّرة وأسلحة فإنّ أمراً جلجلاً على وشك الحدوث |
Majestelerinin ihsan ettiği bir buçuk gine ikramiyeyi... üniformaları, silahları ve askeri teçhizatı hemen alacaklar. | Open Subtitles | مكافأة جلالتة المكلية التي هي عبارة عن جنيهاً ونصف بملابس كاملة وأسلحة ومؤن |
Zamanı geldiğinde yeterince adam ve silaha sahip olduğumuzdan emin ol. Tamam mı? | Open Subtitles | احرص على أن يكون لدينا ما نحتاج من رجال وأسلحة عندما يحين الوقت ، مفهوم ؟ |
AKM en ile silahlı militanlar, PBS Dragons ve Tip 50. | Open Subtitles | عسكريون مسلحون ببنادق كلاشنكوف وأسلحة صاروخية وأسلحة دراغون |
Düşünsene, şehirlerin, araçların, silahların kıtaların büyüdüğünü. | Open Subtitles | لكن تخيّلي مدناً وسيارات وأسلحة قارات بأكملها كلّها نامية تماماً |
Zırhlı araçlarla ve otomatik silahlarla. | Open Subtitles | بـإستـخدام شـاحنة مصفحة وأسلحة إوتوماتيكية |
2 yıl önce Maryland, Georgia ve Carolina Eyaletleri'nde şüpheli bir takım silahlar ele geçirildi. | Open Subtitles | في ميريلاند وجورجيا وكارولينا أكثر من آلأف قطعة سلاح من البنادق وأسلحة الجيش |
Ağzı motor yağı dolu bir çalıntı mal tüccarı... otomatik silahlar, hepsi sabıkalı bazı Asyalı serseriler... | Open Subtitles | هناك تاجر مسروقات في فمه أنبوب زيت وأسلحة متطورة لدينا سوابق لهؤلاء الفتيان |
Yıldızlar arasında seyahat edebilen devasa gemiler, çok güçlü silahlar. | Open Subtitles | سفن عملاقة قادرة على السفر بين النجوم.. وأسلحة ذات قوة هائلة |
Hızlı arabalar, silahlar, rastgele şiddet ve grup seks görüyorum. | Open Subtitles | ويترك الورد على وسائدهم أري سيارات سريعة وأسلحة عنف أعمي وجنس جماعي |
Her bir jipe yarim ton daha fazla saglik malzemeleri, mühimmat ve silahlar yüklüyorduk. | Open Subtitles | نحن حمّلناهم بحوالى أكثر من نصف طنّ لكلّ سيارة جيب إمدادات طبيّة وذخيرة وأسلحة |
Ama 10'uncu Otoyoldaki bir kovboy birkaç Frankenstein ve silah kamyonu konvoyunu duydum. | Open Subtitles | لكني سمعت عن قافلة واحدة بعض المسوخ وأسلحة ثقيلة على الطريق العاشر |
Doğru ama sevgili isyanına adam ve silah sağlıyor. | Open Subtitles | صحيح، لكنها زودت فِرق المتمردين الخاصّة بك برجال وأسلحة يتدفقون باستمرار. |
Bu tür kaynaklarla yiyecek ve silah temin edebiliriz. | Open Subtitles | بمثل هذه الأموال، يمكننا تأمين غذاء وأسلحة |
Ayrıca silahları bundan daha güçlü. | Open Subtitles | بالإضافة, لديهم أحزمة مربوطة وأسلحة قوية. |
Silahlanmayı Engelleme Birimi, düşman devletlerin ve bağımsız grupların nükleer ve kitle imha silahları edinmelerini takip ederek, buna engel olur. | Open Subtitles | مكافحة "الإنتشار" هو تعقب وإحباط النووي وأسلحة الدمار الشامل التي تمتلكها الدول الفاسدة والجهات الغير حكومية |
Silahlanmayı Engelleme Birimi, düşman devletlerin ve bağımsız grupların nükleer ve kitle imha silahları edinmelerini takip ederek, buna engel olur. | Open Subtitles | مكافحة "الإنتشار" هو تعقب وإحباط النووي وأسلحة الدمار الشامل التي تمتلكها الدول الفاسدة والجهات الغير حكومية |
Kruglar canavardır, silaha ihtiyaçları yok. | Open Subtitles | وحوش (الكروج)، لم يكن لديهم دروع وأسلحة أبدآ |
Sizden birileri, orada silahlı askerler olduğunu söylemiş. | Open Subtitles | قومك قالوا له أن هناك جنود وأسلحة |
Düşünsene, şehirlerin, araçların, silahların kıtaların büyüdüğünü. | Open Subtitles | لكن تخيّلي مدناً وسيارات وأسلحة قارات بأكملها كلّها نامية تماماً |
Ama sen bir sürü koruma ve silahlarla burada ortalığı çok fena karıştırabilirsin. | Open Subtitles | لديكِ حراس وأسلحة وأمكانية خلق حالة من الفوضى الحقيقي هنا |