Onunla gitmem ve dünyanın ümitsiz bir vaka olduğu konusunda ısrar etti. | Open Subtitles | وأصر على أن أترك ذلك وأغادر معه لأن الأرض كانت قضية خاسرة |
Buraya zengin olmak için geldi ve beni yanına aldı İngilizceyi yeterli konuşmam için ısrar etti. | Open Subtitles | جاء هنا ليصبح غنياً وجلبني معه وأصر على أن أتحدث الإنجليزية حتى أتأقلم |
Okuldan uzakta park etmem için ısrar etti çünkü doğru olmazmış. | Open Subtitles | وأصر على أن تقف بعيدا عن المدرسة بسبب ما يبدو أنا لست كبيرة. |
Jerry almak istediği karavanın kokusunu aldı ve gidip bir bakmamız için ısrar etti. | Open Subtitles | مشموم جيري خارج مقطورة انه يريد شراء... ... وأصر على أن نذهب التحقق من ذلك. |
Ertesi gün onunla görüşmem için ısrar etti. | Open Subtitles | وأصر على أن أقابله اليوم التالي |
Ajan Fowler yeni bir güvenlik protokolü istemişti ve kahve molası sırasında yapmamızda ısrar etti. | Open Subtitles | لقد طلبَ العميل (فاولر) إضافة نظام حماية آخر وأصر على أن نقوم بذلك أثناء إستراحتِه لشرب القهوة |