| Tamam, bunu başardın. Ama sende bundan fazlası var ve bence bunu biliyorsun. | Open Subtitles | وقد حققته، أنت في غنى عن هذا وأظنك تدرين بذلك |
| Saçım için gelmedim ve bence bunu biliyorsunuz. | Open Subtitles | لست هنا من اجل موعد لتصفيف الشعر وأظنك تعرفين هذا |
| Tabii ki de. Senin olduğun kadar o da benim evladım sayılır. ve bence sen de inanıyorsun. | Open Subtitles | بالطبع، إنه ابن لي تماماً مثلك وأظنك تصدّق ذلك أيضاً |
| - ve bence bunu biliyorsun. | Open Subtitles | - وبعد ذلك؟ - وأظنك تعلمين ذلك. |
| - Rosemary'nin medyumu ve bence Kristina'yla tanıştın. - Fotoğrafını çekmişsin. | Open Subtitles | وأظنك إلتقيتّ (كريستينا)، لقد إلتقطتَ صورتها - لقد أخبرنا (جاين) بأنّ أحد صورك لها - |
| - Alakası yok Anatoly. Nefret ediyorum. ve bence biraz içkiyi fazla kaçırdın. | Open Subtitles | غير صحيح يا (أناتولي)، أكره القتل، وأظنك أسرفت في الشرب لحد الثمالة. |
| - ve bence korkunçsun - ve bence korkunçsun | Open Subtitles | وأظنك مروعاً |