Genius barmeni ekrandakileri nasıl büyülteceğimi gösterdi ama unuttum bile. | Open Subtitles | وأظهرت لي عبقرية نادل كيفية زراعة الأشياء، ولكن لقد نسيت. |
Bir 2010 yılı çalışması ise yetiştirilen bir ahtapotun farklı insanları tanıdığını gösterdi. | TED | وأظهرت دراسة عام 2010 أنه يمكن لأخطبوط مأسور أن يميز بين البشر. |
Bu deneyim bana bu becerinin gizli gücünü ve dünyanın başka yerleriyle ortak bir dilin olduğunu gösterdi. | TED | وأظهرت لي تلك التجربة القوة الخفية لهذه الحرفة كما بيّنت لي أنه توجد هذه اللغة المشتركة التي أتقاسمها مع بقية العالم. |
Beni buraya yönlendirdin, o kapıdan girdik hiç tereddüt etmeden ve bana bir ceset gösterdin. | Open Subtitles | دفعتني لآتي هنا ودخلت من هذا الباب بلا تردد وأظهرت لي جثة |
Ve çok çalıştın özverinizi gösterdin. | Open Subtitles | وكنت قد عملت بجد وأظهرت تفانيكم. |
Çetin ceviz olan annesinin, daha önce hiç görmediğim çok güzel bir annelik yönünü ortaya çıkardı. | Open Subtitles | وأظهرت ذلك الجانب الأمومي من أمها التي هي أقسى ما رأيت |
Farkında olmadığım arzularımı gösterdi bana. | Open Subtitles | وكان وأظهرت لي الرغبات لم أكن أعرف أنني قد |
Sonuçta, Kubbe'nin geleceğini gösterdi, pembe yıldızların düştüğünü gösterdi. | Open Subtitles | أعني، لقد أظهرت سقوطها، وأظهرت سقوط النجوم الورديّة. اذهب وألقي نظرة، لكن يُمكن أن أكون مُفيدة أكثر هُنا. |
Hastanın bilgisayarlı tomografi görüntüsü akciğerlerde pıhtılaşma olmadığını ancak meme içinde çift taraflı, gözle görülen, elle hissedilen ve tüm vücuda yayılmış kitle ve yumrular olduğunu gösterdi. | TED | وأظهرت الأشعة المقطعية بأنه لا يوجد هناك أي تجلطات في الرئة, ولكنها أظهرت وجود كتل ثنائية مرئية واضحة في الثدي, أورام ثدي, والتي إنتشرت بشكل كبير في جميع أنحاء الجسد. |
Hesaplarımız 2000 sterlinlik bir bütçe açığı gösterdi. | Open Subtitles | وأظهرت الحسابات عجز مقداره 2000 جنيه |
Hepsi serebral hack belirtileri gösterdi. | Open Subtitles | وأظهرت جميع علامات على القرصنة الدماغي. |
Ve sonuçlar bu harika eğilimi gösterdi. | TED | وأظهرت هذا الإتجاه المذهل. |
Eş zamanlı olarak, diğer teleskoplardan gelen ölçümler üzerinde çalıştım ve deneyimlerim gösterdi ki; sesi birleşik görsel bir teşhir olarak kullandığınızda, astronomlar, bugün daha fazla erişilebilen veri dizisinde daha fazla bilgi bulabilirler. | TED | في الوقت نفسه، عَملتُ على تحليل قياسات من تلسكوبات أخرى، وأظهرت تجاربي أنه وعند استخدام الصوت كعرض مرئي مساعد، فإنه وبإمكان الفلكيين العثور على مزيد من المعلومات في مجموعة البيانات هذه التي يمكن الوصول إليها بشكل أفضل الآن. |
Meslektaşlarımla birlikte Ulusal Akıl Sağlığı Enstitüsü'nde psikopat yetişkinlerin beyin görselleri üzerine ilk araştırmayı yürüttüğümüzde, bizim bulgularımız ve diğer araştırmacıların şimdiki bulguları psikopat insanların oldukça tutarlı bir şekilde üç tür karakteristik özellik sergilediklerini gösterdi. | TED | في إحدى المرات، قمت وزملائي في"المعهد الوطني للصحة العقيلة" بإجراء أبحاث هي الأولى من نوعها لتصوير الدماغ للمراهقين السيكوباتيين، وأظهرت نتائجنا ونتائج الباحثين الأخرين الآن، أن الأشخاص الذين لديهم الشخصية السيكوباتية يظهرون بشكل أكيد ثلاث خصائص. |
Daha yeni bir çalışma gösterdi ki çapraz-dil sınavlarında bazı çift dil bilen bazı öğrenciler için tepki verme süresi ve hatalar artıyor; çalışma aynı zamanda şunu da gösterdi, bir dilden diğerine geçerken ihtiyaç duyulan efor ve dikkat, dorsolateral prefrontal kortekste daha çok aktiviteye neden oluyor ve olanak dâhilinde güçlendiriyor. | TED | وبينما تُظهر العديد من الدراسات الأخيرة أنّ عدد ردود الفعل والأخطاء تزداد عند بعض طلاب ثنائيي اللغة في اختبارات بين اللغات، وأظهرت أيضاً أنّ الجهد والانتباه اللازم للتبديل بين اللغات أثار المزيد من النشاط، وربما عزّزت الفص الجبهي الظهراني الوحشي |
Dünyadaki en şerefsiz adamı getirdin, onu bombalara bağladın ve ruhunu gösterdin. | Open Subtitles | فخخته بالقنابل وأظهرت له روحه |
Johnny'nin harika olduğunu zaten gösterdin. | Open Subtitles | سبق وأظهرت له (جوني) المذهل. |
Ve nefis Microraptor fosilleri bir sürpriz ortaya çıkardı. | Open Subtitles | وأظهرت أفحورة ممتازة للمايكرورابتور مفاجأة |
Sonra o yüzündeki fermuarı açtı ve ortaya kendini beğenmiş kertenkele kafasını çıkardı.. | Open Subtitles | ثم خلعت وجهها وأظهرت غرورها الكبير |