| Buna saygı duyuyorum ama bu benim ilk Şükran Günü'm-- | Open Subtitles | وأنا أحترم هذا لكن هذا هو أول عيد شكر لي |
| Çaresizdim. Sen, çaresizliğimden faydalandın ve buna büyük saygı duyuyorum. | Open Subtitles | إنساناً في موقف يائس وأنتَ استغللته وأنا أحترم ذلك كثيراً |
| Çünkü sen çok iyi bir yazarsın, Ray. Yeteneğine saygı duyuyorum. | Open Subtitles | لأنك كاتب جيد راي وأنا أحترم موهبتك كثيرا |
| Konuşmamayı seçtiğinizi biliyorum ve kararınıza saygı duyuyorum. | Open Subtitles | أعرف أنك لا تتحدث بإرادتك, وأنا أحترم قرارك. |
| Herhalde kendi kararlarını verebileceğini sandın. Buna saygı duyarım. | Open Subtitles | حسناً ,علي الأرجح فكرت بأنك ستكون رجلك الخاص , وأنا أحترم ذلك |
| Ben de ot seçimindeki ağız tadına hayranım. | Open Subtitles | وأنا أحترم حقاً اختبارك للحشيش |
| Beni korumak için yaptığınızı biliyorum, ve buna saygı duyuyorum. | Open Subtitles | ولكنكِ لن تفعلي إنني أعلم بأن هذا لتجعليني بأمان، وأنا أحترم ذلك |
| Fakat Binbaşı Carter'ın senin için planları var ve ben onun görüşüne saygı duyuyorum. | Open Subtitles | ولكن الرائدة كارتر لديها مستقبل في مخيّلتها لك,وأنا أحترم رأيها |
| Fakat kendi pisliğini kendisi temizledi ve buna saygı duyuyorum. | Open Subtitles | ولكنها نظفت فوضتها بنفسها وأنا أحترم هذا |
| Benden çok hoşlanmadığınızı biliyorum, Bayan du Maurier ve buna saygı duyuyorum. | Open Subtitles | أعرف بأنك لا تحبينني كثيرا مسز دو مورير، وأنا أحترم ذلك |
| Benden çok hoşlanmadığınızı biliyorum, Bayan du Maurier, ve buna saygı duyuyorum... ama kızınızı çok seviyordum. | Open Subtitles | أعرف بأنك لا تحبينني كثيرا مسز دو مورير، وأنا أحترم ذلك لكني أحببت بنتك جدا |
| Bak. Olayları nasıl gördüğünü bilirim ve buna saygı duyuyorum. | Open Subtitles | إسمعي، أعلم طريقة رؤيتكِ للأمور، وأنا أحترم ذلك |
| Bilmeni istiyorum ki, söylediğin her şeyi dinledim senin ihtiyaçlarına saygı duyuyorum ve kendini güvende ve mutlu hissetmen için her şeyi yaparım. | Open Subtitles | أريدك أن تعلم أنني سمعت كل شيء قلته وأنا أحترم احتياجاتك وسأفعل أي شيء لأجعلك تشعل بالأمان والسعادة |
| Ama olan onca şeye rağmen işini yapmana saygı duyuyorum, Gwen. | Open Subtitles | ولكن رغم كل ذلك ، تماسكتي و اديتي عملك ، وأنا أحترم ذلك، جوين. |
| Hayır, yardıma muhtaç ve farklarına saygı duyuyorum. | Open Subtitles | كـلاّ، إنّها عطِشـة لإحتياج ما وأنا أحترم الإختلاف |
| Annenin doğru olduğuna inandığı şeyi yaptığını biliyorum ve buna saygı duyuyorum, ...ama sanırım ben bu işten nasıl sıyrılabileceğimizi biliyorum bu yüzden bir telefon görüşmesi yapmam gerek. | Open Subtitles | أمك تفعل ماتظنه صحيحا وأنا أحترم هذا ولكني أظن أني أعلم مخرجا من هذا وأحتاج عمل مكالمة |
| Annenin doğru olduğuna inandığı şeyi yaptığını biliyorum ve buna saygı duyuyorum, ...ama sanırım ben bu işten nasıl sıyrılabileceğimizi biliyorum bu yüzden bir telefon görüşmesi yapmam gerek. | Open Subtitles | أمك تفعل ماتظنه صحيحا وأنا أحترم هذا ولكني أظن أني أعلم مخرجا من هذا وأحتاج عمل مكالمة |
| Ki saygı duyuyorum, üstelik bazı şeyler beklemeye değer. | Open Subtitles | وأنا أحترم ذلك، و بعض الأمور تستحق الإنتظار. |
| Sonra da modellik yapmak zorunda kalırsın çünkü baya şekilsin ve buna saygı duyuyorum. | Open Subtitles | ستكون بالخارج تعمل كعارض. لأنه, كما تعلم لديك تفاصيل بجسمك وأنا أحترم هذا |
| Çünkü cesursun ve ben cesarete saygı duyarım. | Open Subtitles | فقط لأنك ذات شخصية وأنا أحترم ذلك |
| Sen ölülere karşı savaşan bir askersin, buna saygı duyarım. | Open Subtitles | أنتِ جندية وأنا أحترم ذلك |
| İş ahlakına hayranım. | Open Subtitles | وأنا أحترم آداب العمل. |