| Benim ailemi biri öldürseydi ve ben onları bulsaydım, onlara çivi bombası yollardım. | Open Subtitles | لو قتل أحد ما عائلتي وأنا على قيد الحياة فسأرسل إليه قنبلة مسمارية |
| sen iyi olanları tarafındasın, ve ben de kötü. | Open Subtitles | أنت على الجانب الخيّر وأنا على الجانب السيئ |
| Biliyor musun Roz, sen ve ben aslında düşündüğümüzden daha fazla benziyoruz birbirimize. | Open Subtitles | تَعْرفُ، روز، يَبْدوك وأنا على حدّ سواء أكثر مِنْ إعتقدنَا. |
| ben de bugün, bir güvenlik firmasına yeni sistem taktıracağım. | Open Subtitles | وأنا على وجود شركة أمن تثبيت النظام الجديد في اليوم. |
| ben de telefonda düşünüyorum "O geçmişte kaldı, onu aştım. | Open Subtitles | وأنا على الهاتف معتقدة أني تجاوزته، لقد تجاوزته حقاً |
| Bunun bir hayal olmadığını ve eski yatağımda uyanmayacağımı umarak uyudum. | Open Subtitles | و نمت وأنا على أمل أنه هذا كله ليس حلم وسأستيقظ فحسب في سريري القديم |
| Toprak sahiplerinin elinde hâlâ papaz (kral) var ve ben en azından hâlâ ona bağlıyım. | Open Subtitles | المزارعون ما زال لديهم الملك وأنا على الأقل، أنا ما زالت موالي له |
| O haklı. Menüde sen ve ben de olursak yardım edemeyiz. | Open Subtitles | نحن لانستطيع المساعدة أذا كنت أنت وأنا على القائمة |
| Hayır. ve ben de muhtemelen Daire Denizinin bu yakasındaki en kötü büyücüyüm. | Open Subtitles | لا، وأنا على الأرجح أسوأ ساحر في هذا الجانب من بحر الدائرة |
| Mississippi'nin doğusundaki en büyük agroekonomik birlik... ve ben de başkan olmaya bir adım uzağım. | Open Subtitles | إنه أكبر إتحاد للتجارة الزراعية شرق المسيسيبي وأنا على بعد نبضين عن الرئاسة |
| ve ben iyiyim. | Open Subtitles | وكانت ميتة، وكانت تجلس على طاولة المطبخ وأنا على ما يرام |
| ve ben bu gerçekleşirken olan biteni seyredemem. | Open Subtitles | وأنا ,على سبيل المثال, لن أكتفي بالمشاهدة حينما يحصل أمامي. |
| ben de sana 8. sınıf çocuğunun sıcak beyaz kremasını göstermek üzereyim. | Open Subtitles | وأنا على وشك أن اظهر لك كريم البيضاء الساخنة من صبي في الصف الثامن. |
| ben de işin içinde senin parmağın olduğuna dair iddiaya girerim. | Open Subtitles | وأنا على إستعداد للمراهنة أنّ لكَ علاقة حيال ذلك |
| Allison, ben de tam toplantıya giriyordum. | Open Subtitles | أليسون وأنا على وشك الدخول إلى اجتماع تسمون وقت لاحق؟ |
| Bunun bir hayal olmadığını ve eski yatağımda uyanmayacağımı umarak uyudum. | Open Subtitles | و نمت وأنا على أمل أنه هذا كله ليس حلم وسأستيقظ فحسب في سريري القديم |