| Böylece, kayboluş gerçekleşirken, gözlerimi kapatacağım ve yeni döngünün gelmesini bekleyeceğim." | TED | وعندما يحدثُ الزوال، أغلقُ عيناي وأنتظر دورة جديدة لتأتي هنا وهناك." |
| Aramayınca, acı çekip yine telefon bekleyeceğim. | Open Subtitles | وإذا لم تتصل، فسوف أعاني من الألم وأنتظر بجانب الهاتف |
| Eve gidip, yatağa gireceğim ve sadece sabah olmasını bekleyeceğim. | Open Subtitles | أريد أن أعود للمنزل أريد أن أنام فى فراشى وأنتظر حتى يحل الصباح فحسب |
| Beni evde bekle. Teşekkürler,Anneciğim. | Open Subtitles | ـ إذهب إلى المنزل وأنتظر حتي أتي إليك ـ شكرا يا أمي |
| Her anayolda birimler nöbette memurlar bölgeyi araştırıyor ve motel odası icin arama iznini bekliyorum. | Open Subtitles | أقمت حواجز طرق بكل طريق سريع رئيسي ورجالي يمشطون المنطقة وأنتظر مذكرة تفتيش لغرفتة بالفندق |
| Çoğu günler öylece oturup molayı beklerim. | Open Subtitles | معظم الأيام أنا فقط أجلس وأنتظر الإستراحة |
| Şuradaki odaya gidin. Diğerleriyle bekleyin o zaman. | Open Subtitles | اذهب إلى تلك الغرفة هناك، وأنتظر مع الآخرين. |
| Burada oturup öldürülmeyi bekleyecek değilim. | Open Subtitles | حسناً، أنا لن أجلس هنا وأنتظر حتى أُقتل |
| Arkama yaslanıp tanrının elinin politik talihimi değiltirmesini bekleyeceğim. | Open Subtitles | سأجلس هنا وأنتظر قدرة الإله للوصول وتغيير مكاسبى السياسية |
| Çok önemli. Bu yüzden burada durup onay için bekleyeceğim. | Open Subtitles | إنه مهم حقاً لذا سأقف هنا وأنتظر التأكيد |
| Birbirinizden ayrılmayın, kuzeye gidin. Ben burada kalıp parayı bekleyeceğim. | Open Subtitles | إبقوا سوياً وإذهبا ناحية الشمال ، يجب أن أبقى هنا وأنتظر المال |
| Gizlice aşağı inip dönmesini bekleyeceğim ve kafasını ikiye böleceğim. | Open Subtitles | سأتسلل إلى هناك .وأنتظر قدومه وأشطره إلى نصفين. |
| Şuraya kadar gidip sizi bekleyeceğim. | Open Subtitles | أنني ساقود إلى الأعلى فحسبّ وأنتظر مــن أجلك |
| Taksi çağırıp köşede bekleyeceğim. | Open Subtitles | سأطلب سيارة أجرة وأنتظر عند زاوية الشارع. |
| Bir profil oluşturacağım ve insanların benimle iletişim kurmasını bekleyeceğim. | Open Subtitles | سأبدأ بعمل صفحة شخصية وأنتظر الناس كي يتصلوا بي |
| Bir saniye bekle. Dinle. Öbür tarafa geç ve işaretimi bekle, tamam mı? | Open Subtitles | ليس علينا سوى الانتظار هنا ، استمع إذهب إلى هناك وأنتظر إشارتي ، حسناً؟ |
| 3 durak daha trende kal ve platformun aşağısında bekle. | Open Subtitles | أبقى على متن القطار لثلاث محطات أخرى وأنتظر في أسفل المنصة |
| Çünkü orada bütün gün senin gibi bir küçük kızın gelip ojeli tırnaklarını sergilenen eşyalara sürmesini bekliyorum. | Open Subtitles | وأنتظر طيلة اليوم قدوم فتاة مثلك لتضع يديها الغاليتين على المعروضة. |
| Kanepeye uzanıp bekliyorum bir sonraki görüşmeye kadar.Bütün yapabildiğim bu. | Open Subtitles | وأنتظر الإجتماع القادم هكذا كل ما أفعله حالياً |
| İşler yoluna girene kadar adanın içine babamın, kardeşimin yanına gider beklerim. | Open Subtitles | سأذهب عند أبي , أنا واخي وأنتظر الى النهاية |
| Hareket için uygun zamanı beklerim, gördün mü? | Open Subtitles | وأنتظر اللحظة المناسبة للتحرّك. |
| Şuradaki kamyonun yanında bekleyin, bir dakikaya orada olurum. | Open Subtitles | إذهب وأنتظر عند الشاحنة وسوف أكون معك بعد دقيقة واحدة |
| Öylece oturup sırada kim olduğunu görmeyi bekleyecek değilim! | Open Subtitles | ولن أجلس بمكاني وأنتظر رؤية من التالي |