| Bu geçtiğimiz sene değil, sen de eski sen değilsin. | Open Subtitles | هذه ليست العام الماضى وأنت لست أنت أيضاً |
| Ama bu son olay din eksenli görünüyor ve bu arada böyle düşünen sadece sen değilsin. | Open Subtitles | لكن على أقل تقدير هذه الحالة يبدو لتركّز حول الدين، وأنت لست الوحيد لإعتقاد ذلك، بالمناسبة. |
| Kuzeye yönelmiş Mount Drummond'daki liman kentine gidiyor ve artık yıldızı arayan tek kişi sen değilsin. | Open Subtitles | انها تتجه شمالا نحو ميناء مالدرامون وأنت لست الوحيدة التي تطارد النجمة |
| Sen Martin Sloan değilsin. Martin Sloan'u tanıyorum Ve sen o değilsin. | Open Subtitles | أنت لست مارتن سلون، فأنا أعرف مارتن سلون، وأنت لست هو |
| Özgürüm Ve sen ilk değilsin. | Open Subtitles | أنا حرة وسعيدة, وأنت لست أول من أفعلها معه. |
| Partnerinize yardımcı olmaya çalışıyorum. Siz onun ailesinin bir üyesi değilsiniz. | Open Subtitles | أنا أحاول أن أساعد شريكك وأنت لست أحد أفراد عائلته |
| Üzülme. Sadece özel bir soyu alıyorlar. Sen baban gibi değilsin. | Open Subtitles | لا تقلقي فالأمر يتطلب سلالة خاصه , وأنت لست كوالدك |
| Problem şu ki, ben çok iyi bir yalancıyım ama sen değilsin. | Open Subtitles | كما ترى , مشكلتك هي أننى كاذب ماهر وأنت لست كذلك |
| Lösemiden ölen de sen değilsin Cezayir'de depremde ölen de sen değilsin! | Open Subtitles | وأنت لست الوحيدة التي توفيت من سرطان الدم وأنت لست فقط احد الذين لقوا حتفهم في زلزال الجزائر |
| Yapmam gereken işler var. Şaşıracaksın ama bugünkü tek hastam sen değilsin. | Open Subtitles | انا مشغول الأن أيها المصعوق وأنت لست مريضي الوحيد |
| Ben bir güreşçiyle evlenmeye karar verdim ve bu sen değilsin. | Open Subtitles | أنا قررت الزواج من ملاكم وأنت لست كذلك |
| Ve artık... .. onu arayan tek kişi sen değilsin. | Open Subtitles | وأنت لست الوحيدة التي تطارد النجمة |
| Evet ama şu an özgürüm ve sen değilsin. | Open Subtitles | نعم، لكن الآن أنا حر وأنت لست كذلك |
| Ve bugün sürpriz yapan sadece sen değilsin. | Open Subtitles | وأنت لست الوحيدة بمفاجئة الليلة |
| Maaşını ikiye katlamak için buraya gelen ilk kişi sen değilsin. | Open Subtitles | وأنت لست أول شخص هنا يريد مضاعفة أجره |
| Ve sen değilsin." (Gülüşmeler) Ben harikayım ve sen değilsin. | TED | وأنت لست عظيماً." (ضحك) أنا عظيم وأنت لا. |
| Üzgünüm kızım, köpekçiğin köpek kulübesi kulübü var Ve sen davetli değilsin. | Open Subtitles | عفواً ايها الفتاة، كلبنا لديه مؤسسة لتربية الكلاب وأنت لست مدعوة |
| Güçlü olmanı istiyorum, Ve sen annenin dizinin dibindeyken böyle hissetmek için bir göçmenin temizliğine muhtaç değilsin. | Open Subtitles | أريدك ان تكون قوياً, وأنت لست بحاجه إلى راحه مهاجرة ما ترتدي بنطال أمك القديم لتشعرك بهذا الشعور |
| Madam,Jane Goodall'ı tanıyorum, ve siz kesinlikle Jane Goodall değilsiniz. | Open Subtitles | سيدتي أعَرفَ جين غودال, وأنت لست جين غودال |
| Dedikleri gibi değilsiniz. | Open Subtitles | لكني أعتقد أنى أعرف ما أنت لست عليه وأنت لست كما يقولون |
| Şeyy, Sende tanıdığım amerikalılar gibi değilsin. | Open Subtitles | حسناً ، وأنت لست أكثر الأمريكيين أزعاجاً ممن سبق لي مقابلتهم |