| Yeni geldi. El yapımıdır, çok şık. | Open Subtitles | وصلتني هذه مؤخّراً إنّها مصنوعة يدويّاً، وأنيقة جدّاً |
| Çok şık. Yeni güç sembolünün gri renk olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | رمادية وأنيقة ، لم أعرف أنه لون الطاقة الجديد. |
| Ben, bu iş asil ve şık olmalı. | Open Subtitles | بان, من المفترض أن تكون هذه الحفلة كريمة وأنيقة |
| Annesine çok benzediğine göre zarif, sofistike ve güzel olmalı. | Open Subtitles | يجب أن تكون جميلة وأنيقة و محنكة مادامت تشبه والدتها |
| Gerçekten de bu sorunları tanımlamaya ve bunu bu sorunları çözecek yenilikçi ve zarif tasarım çözümlerine bir temel olarak kullanmaya başladığımızı bir düşünün. | TED | لذا تخيلو اذا حقا بدأنا في تحديد المشاكل و استخدمنا ذلك كاساس لايجاد حلول تصميم مبتكرة وأنيقة لحل تلك المشاكل |
| Biri, benim tercih ettiğim, özenli, zarif, hoş -- matematik. | TED | أولاً، تلك التي أُفضل، وهي دقيقة وأنيقة وجميلة -- الرياضيات. |
| Çok da şık. Öyle değil mi? | Open Subtitles | وأنيقة للغاية, ألا تعتقدين هذا؟ |
| Kızın bir havası var, dostum. Çok şık bir kız. | Open Subtitles | إنها فريدة من نوعها يا صاح، وأنيقة جداً |
| Bilmiyorum. şık sanırım, zarif sayılır. | Open Subtitles | لا أعرف، أظنها ذكية وأنيقة |
| Hem fonksiyonel. Hem şık. | Open Subtitles | إنها عملية وأنيقة |
| şık ve modern olduğunu düşünüyor ya | Open Subtitles | تعتقد أنها راقية وأنيقة |
| - Ve şık. | Open Subtitles | - وأنيقة |
| Belki klasik bir güzelliği yok ama bence çekici ve zarif biri. | Open Subtitles | إنّها ليست قبيحة. قد لا تكون جميلة ذلك الجمال الكلاسيكي, لكنّها جذّابة جدًّا وأنيقة. |
| - Egzotik yaratıkla tanıştım sadece büyüleyici, zarif ve tek değil... | Open Subtitles | -لقد قابلت تلك المخلوقة الغريبة ، وليست فقط جذابة وأنيقة فحسب |
| Annem her zaman onun gibi ince belli, esnek ve zarif olmamı istemişti. | Open Subtitles | لطالما أرادتني أمي أن أكون رشيقة القوام رشيقة وأنيقة مثلها |
| Işık hızına yakın hızlarda şeylerin nasıl davrandığını tanımlayan güzel, basit ve zarif teori, özel izafiyet teorisi vardı. | Open Subtitles | مغلفة في المعادلة الشهيرة E = mc2 لقد كانت جميلة، نظرية بسيطة وأنيقة التي تصف سلوك الأشياء القريبة من سرعة الضوء. |
| En romantik, zarif... | Open Subtitles | وهذا هو أكثر رومانسية وأنيقة... |
| Bu içkisiz bir parti, sosyetik, zarif. | Open Subtitles | هذه حفلة حصرية، راقية وأنيقة |