| Sen eve, ikinci karının yanına dön ve kız kardeşimden uzak dur! | Open Subtitles | إذهب إلى البيت لعند زوجتك الثانية وإبق بعيداً عن أختي |
| Gözlerini kapa, yatay dur ve kımıldama! | Open Subtitles | أغمض عينيك، وإبق منبطحاً ولا تتحرك! |
| Gözlerini kapa, yatay dur ve kımıldama! | Open Subtitles | أغمض عينيك، وإبق منبطحاً ولا تتحرك! |
| Ama bazen plana sadık kalmalı ve yolundan şaşmamalısın. | Open Subtitles | لكن أحيانا تحتاج إلى إلتصق معه وإبق الفصل. داميت، لا. |
| İyi, git ve orada kal. Beni yanlız bırak. | Open Subtitles | جيد , إذهب وإبق هناك , دعني لوحدي |
| Uzak dur benden. | Open Subtitles | وإبق بعيداً عني |
| Uzak dur, dostum! | Open Subtitles | وإبق بعيداً يا رجل! |
| Silah olarak kullanabileceğin bir şey bul ve elinden geldiğince arkamızda kalmaya çalış. | Open Subtitles | أحضر شيء يمكنك إستخدامه كسلاح وإبق ورائنا بقدر ما يكنك، اتفقنا؟ |
| Şimdi sen ve gazozun buradan defolun ve buradan uzak durun. | Open Subtitles | أخرج أنت وزجاجة الصودا وإبق فى الخارج |
| Gutkowski, aşağıdaki kıvrıma git ve etrafı kontrol et. | Open Subtitles | جيتكوسكى" إذهب إلى هذة التلة" وإبق عينيك على الطريق |
| Sadece takip edin ve bize haber verin. Yoldayız. | Open Subtitles | إستمر فى ذلك وإبق عيناك خلفه ولا تفقده |
| ve ne yaptığını enine boyuna düşünene kadar orada kal! | Open Subtitles | وإبق فيها حتى تفكر في ما فعلت |
| Sıkı çalış, güçlü kal. | Open Subtitles | تدرّب بشدّة وإبق قويا |
| Timmy gelirse diye sen burada kal. | Open Subtitles | وإبق أنت هنا في حال إذا ما ظهر (تيمي) |