| Ve eğer bu organize etme pozisyonundaki bazı topluluk üyeleri her felaketten sonra, her alanda bulunuyorsa bu araçlar da mevcut bulunmalı. | TED | وإذا كان احد أعضاء المجتمع في هذا الموقف التنظيمي في كل منطقة بعد كل كارثة، فإن هذه الادوات يجب ان تكون موجودة. |
| eğer başka hiçbir şey yapmazsanız en azından lütfen cep telefonlarınızı uzak tutun. | TED | وإذا كان عليك أن تفعل شيئًا واحدًا فقط، رجاءً ضع هاتفك الخلوي بعيدًا. |
| Ve eğer bir tür altyapıları varsa, bunu devam ettirmekte güçlük çekerler. | TED | وإذا كان لديهم بعض البنى التحتية، فأن لديهم صعوبة في الحفاظ عليها. |
| Ve bu doğru değilse, bir suçlunun bulunduğu yeri gizlemek ağır suçtur. | Open Subtitles | وإذا كان هذا ليس صحيحا , إخفاء مكان وجود المجرم هو جناية. |
| Böyle biri var mı acaba. Her kim olursa olsun bulalım onu. | Open Subtitles | محتمل , وإذا كان موجود أصلاً مهما يكن لنبحث عنه حسناً ؟ |
| Ve Ayrıca eğer gurur duyduğunuz bir şeyler geliştirirseniz, bunu dünyadaki diğer bütün robot sahipleriyle paylaşabilirsiniz. | TED | وإذا كان لديك شيء تفخر به، يمكنك مشاركته مع كل شخص يمتكلك هذا الربوت في العالم |
| Titremek meditasyonun başka bir formu olsa, kendimi bir keşiş sayardım. | TED | وإذا كان الارتجاف أحد أنماط التأمل، فإنني قد أعتبر نفسي راهبًا إذًا. |
| eğer o kişi centilmen biri olsaydı şimdi sana elveda derdi. | Open Subtitles | وإذا كان أي نوع من رجلا نبيلا، كان يقول وداعا الآن. |
| eğer bu kişi sesimi duyuyorsa kanun ve düzen adına bu tek kişilik savaştan vazgeçmesini ve polise teslim olmasını istiyorum. | Open Subtitles | وإذا كان هذا الرجل يسمعني فإنني أرجوه باسم القانون والنظام إلى الكف عن حملة الرجل الواحد هذه ويسلم نفسه إلى الشرطة |
| eğer eklemlerinde yara izleri varsa, kollarında kasları, eğer senin ve benim gibi yollardaysa, o zaman sahip olduğun tek arkadaştır. | Open Subtitles | لو كانت لديه ندوب على أصابع يديه، لو كانت لديه عضلات في ذراعيه، وإذا كان بعيدًا عن هذا الطريق، مثلي ومثلك، |
| eğer Tanrı seni sevmeseydi bütün bu işleri nasıl yapabilirdin? | Open Subtitles | وإذا كان الله لا يحبك فكيف فعلت كل ما فعلته |
| eğer Tanrı seni sevmeseydi bütün bu işleri nasıl yapabilirdin? | Open Subtitles | وإذا كان الله لا يحبك فكيف فعلت كل ما فعلته |
| eğer öyle ise ve içeri girersen bütün bunlara ne olacak? | Open Subtitles | وإذا كان ذلك وانت عبرت منه ماذا سيحدث الى كل هذا |
| eğer esas nesne bir insansa, kızımı geri getirebilme ihtimali akla mantıklı geliyor. | Open Subtitles | وإذا كان الغرض الآولى شخص فمن المنطقى أن يكون قادراً على أعادة إبنتى |
| Beni arayacak ve eğer parayı bulmuşsam, anlaşma iptal edilecekti. | Open Subtitles | من المفترض أن يتصل وإذا كان المال بحوزتي سـيـلغـى الإتـفـاق |
| Ve eğer alternatif beraber olmamaksa risk almaya değer çünkü o, muhteşem. | Open Subtitles | وإذا كان البديل عدم بقائنا سوياً فأنا سآخذ هذه المخاطرة لأنها.. رائعة |
| Ve bu da kesinlikle mümkün. eğer durum bu ise, o zaman sanırım, daha uzun bir süre geleneksel oto koltuklarından vazgeçemeyeceğiz demektir. | TED | وهذا ممكن تماما. وإذا كان هذا هو الحال ، ثم أعتقد نحن عالقون مع مقاعد السيارة التقليدية لفترة طويلة قادمة. |
| Ne zaman yemek istediğin bir şey olursa beni ara. | Open Subtitles | وإذا كان هناك شيء تريد أن تأكله . اتصلي بي |
| Ayrıca, bize katılmak isteyen her Camp Rock kampçısına bir ranza bulabileceğimizden eminim. | Open Subtitles | وإذا كان هناك أيّ مخيّمون من مخيم الروك الذين يودّون أن يلتحقوا بنا حسنا، أنا متأكّد أنه يمكننا أن نجد لكم أسِرة |
| Odaya davet edildiyseniz, o masada bir yeriniz olduğunu bilin ve o masada bir yeriniz varsa konuşma sorumluluğunuz da vardır. | TED | إذا كنت قد دُعيت للغرفة، تعرف بأن لديك مقعدًا على تلك الطاولة، وإذا كان لديك مقعد على الطاولة، عليك المسؤولية للتحدث. |
| eğer bu fedakarlık onların hayatına karşılık benim hayatım olsa bile uzun zamandır onlara çok görülen özgürlüğü, tadabilmeleri için buna katlanmaya razıyım. | Open Subtitles | وإذا كان من حكمتك يجب تكون التضحية حياتى لذلك ليتذوقوا مرة أخرى الحرية التى حرموا منها طويلاً جداً |
| İnsan ırkı eğer tek bir birey olsaydı bugün henüz 10 yaşında olurdu. | TED | وإذا كان العرق البشري عبارة عن فرد واحد فقط، فسيكون عمره 10 سنوات فقط اليوم. |