| Sen ve kızın Amerika'ya döndüğünüzde, belki de masraflarımı iade edersiniz. | Open Subtitles | اذا عدت انت وابنتك بسلام الى أمريكا , ربما تسددين لي |
| Yoksa polis arkadaşlarımı ararım ve kızın 18 yaşına dek ıslahevinde kalır. | Open Subtitles | والا استدعيت اصدقائي الشرطة وابنتك الصغيرة ستذهب إلى الأحداث حتى تبلغ الثامنةعشرة |
| Son baktığımda, uzun süreli metresinle sahil evinde yaşamak için karını ve kızını terketmiştin. | Open Subtitles | لقد تركت زوجتك وابنتك من أجل حياة في بيت الشاطئ مع عاهرة |
| O hâlde, senin ve kızının velayeti annende ve sana o mu bakıyor? | Open Subtitles | إذن والدتك تتكفل بنفقتك انت وابنتك و تستقبل التبرعات في حسابها |
| Görevimi geri istiyorum, sen de hayatını ve çocuğunu. | Open Subtitles | أريد تنفيذ مهمتي. وأنت تريد استعادة حياتك وابنتك. |
| Şey, Eşin, kızın ve boşanma ile ilgili olan bütün hatıraların yanlış hatıralar. | Open Subtitles | لهذا السبب، جميع ذكرياتك عن زوجتك وابنتك والطلاق هي ذكريات زائفة، |
| Kızınızla oğlumun çıktıkları öğrendikten sonra, Kızınızla yaklaşmaya karar vermiş. | Open Subtitles | بعد أن عرف بأن ابني وابنتك كانا ثنائي قرر بأن يتقرب من ابنتك |
| Karın ve kızın hakkındaki tüm anıların aslında yoktu, sadece bir hayaldiler. | Open Subtitles | جميع ذكريات حول زوجتك وابنتك كلها خاطئه وزائفه انهما كحلم |
| Oğlum Sam ve kızın Lauren arkadaştılar bazen buraya gelir Sam'i bırakır ya da Lauren'ı alırdım. | Open Subtitles | ابني وابنتك كانوا أصدقاء وكنت آتي هنا أحيانا لأترك سام أو أخذ لورين |
| Sence eşin ve kızın onlar için öldürdüğünü bilseler nasıI hissederlerdi? | Open Subtitles | اتعتقد بأن زوجتك وابنتك ستشعران بشعور أفضل لأنك تقتل بأسمائهم |
| Sence eşin ve kızın onlar için öldürdüğünü bilseler nasıI hissederlerdi? | Open Subtitles | أتعتقد بأن زوجتك وابنتك ستشعران بشعور أفضل لأنك تقتل بأسمائهم |
| Karını ve kızını öldürmeye kalkanlar, dün gece buradaydılar. | Open Subtitles | هؤلاء الناس الذين حاولو قتل زوجتك وابنتك كانو هنا ليلة امس |
| Kendini ve kızını kurtarmanın tek yolu bu. | Open Subtitles | هذه هي الطريقة الوحيده لكي تنقذي نفسك وابنتك |
| Senin yanında oldum, senin için savaştım seni ve kızını sevdim ve en kötü yanı da ne biliyor musun? | Open Subtitles | آزرتك وقاتلت في سبيلك، وأحببتك أنت وابنتك. أتعلمين أسوأ ما بالأمر؟ |
| O hâlde, senin ve kızının velayeti annende ve sana o mu bakıyor? | Open Subtitles | إذن والدتك تتكفل بنفقتك انت وابنتك و تستقبل التبرعات في حسابها |
| Walter, neden bana bugünün eşin ve kızının öldüğü gün olduğunu söylemedin..19 Nisan. | Open Subtitles | والتر ، لماذا لم تقل لى انه اليوم؟ ان أبريل 19 ، هو يوم زوجتك وابنتك ماتوا؟ |
| Karını ve çocuğunu düşün. | Open Subtitles | تذكر زوجتك وابنتك |
| kızın ve eşin hakkında çeşitli anılar meydana getirdiler. | Open Subtitles | إنها تًحفز إحساس الإرادة الحرة. لقد صنعوا ذكرى زوجتك وابنتك. |
| Kızınızla birlikte yer çekiminin bilimsel harikasını takdir ediyorduk. | Open Subtitles | أنا وابنتك كنّا نبدي امتنانا للإعجاز العلميّ لقوّة الجاذبيّة. |
| Eşine ve kızına benden selam söyle... Oğluna. | Open Subtitles | سلم على زوجتك وابنتك وابنك |
| Bayan MacLean, siz ve kızınız akşam yemeği için kalmak ister misiniz ? | Open Subtitles | سيدة ماكلين، هل تحبون أنت وابنتك البَقاء للعشاء؟ |
| Anladığım kadarıyla, siz ve kızınıza aylar boyunca zorla yürüyüş yaptırıldı. | Open Subtitles | كما فهمت، أنت وابنتك قمت بالسير لعدة شهور |
| Senin tatlı eşin ve Kızınla daha önceden tanıştık, değil mi? | Open Subtitles | لذلك هو خاص بك فقط زوجتك وابنتك الذين رئيناهم قبل قليل ؟ |
| Ama sizinle babam arasında olanlar beni ve kızınızı oldukça ilgilendirebilir. | Open Subtitles | ولكن ما حدث بينكِ وبين والدي يعنيني وابنتك بشكل كبير جدا |
| Benim kızımla senin kızın ölümle yaşam arasında sıkışıp kaldı. | Open Subtitles | ابنتي وابنتك عالقون بين الحياة والموت |
| Karının ve çocuğunun seni ölürken izlemelerini mi istiyorsun? | Open Subtitles | هل تريد أن تشاهدك زوجتك وابنتك وأنت تموت؟ |
| Sizin ve kızınızın hava üssüne gitmesi gerekiyor. | Open Subtitles | أريد منكِ أنت وابنتك أن تواصلا الذهاب إلى القاعدة الجوية |