| Sizin gibi zengin, güçlü ve beyaz birini alıp neredeyse ulaşılmaz kılıyor. | Open Subtitles | وهذا يجعل شخصا مثلك ... شخصا ثريا وابيض وله نفوذ غير قابل للمخاطبة |
| Siyah ve beyaz renk vardır. | Open Subtitles | هناك اسود وابيض |
| - Bu siyah ve beyaz değil! | Open Subtitles | - الامر ليس اسود وابيض |
| Çocuklar, benim hayata bakışıma göre olaylar her zaman siyah ve beyazdan ibaret değildir. | Open Subtitles | اسمعا من وجهة نظري الامور دائماً ليست اسود وابيض حسناً ؟ |
| Zira, siz püritenler dünyanın sadece siyahla beyazdan müteşekkil olduğunu düşünürsünüz. | Open Subtitles | لأن امثالك المطهرين يعتقدون أن العالم اسود وابيض فقط |