| Onu ve adamlarını 6 aydır izliyoruz ama bir türlü kanıt yakalayamadık. | Open Subtitles | راقبناه هو واتباعه لمدة 6 اشهر لكن لم يكن لدينا ادلة قوية |
| O ve Chiricahuaları ve bazı Apaçi kabileleri kendilerine ayrılan bu bölgeye geldiler. | Open Subtitles | هو واتباعه تشيريكاهواس وبعض مجموعات أباتشي أخرى جاءوا الى الحجز |
| Hepsinde suda yüzen bir bebek, yılana dönüşen asa, ikiye ayrılan sular ve özgürlüğe giden yol, hatta ahşap ya da taş tabletler üzerine yazılı kanunlar bile vardır. | Open Subtitles | وُجد الجميع يطفون على المياه والعصا التي تحولت لثعبان المياه التي انشقت حتي يمر هو واتباعه |
| Knut Eriksson ve yandaşlarına karşı daha ne kadar ayakta kalabiliriz, bilmiyorum. | Open Subtitles | اننا لا نعرف متى سنصمد امام ضد إكنوت اريكسون واتباعه |
| Ama Lüther ve yandaşları, yakalanıp yakılmalı. | Open Subtitles | ولكن أؤمن بضرورة القبض على لوثر واتباعه الآن واحراقهم |
| Akladığı paralar olmazsa El Zuhari ve adamları batı ülkelerinin konsoloslukları önünde bayrak yakan Araplardan ibaret olurlar. | Open Subtitles | آل زهري واتباعه لن يكون سوى حفنة من الغاضبين العرب يقومون بحرق الأعلام خارج السفارات الغربية. |
| Danışmanıma göre bu karar John Knox ve destekçilerini tatmin eder ve böylece İskoçya'ya geri dönebilirim. | Open Subtitles | مستشاري يعتقد بأنه سيسكت جون نوكس واتباعه, ليتسنى لي العوده لسكوتلاندا |
| Mary, yakın bir zamanda İskoçya'ya dönmezsen John Knox ve protestan yoldaşları tahtını ele geçirecekler. | Open Subtitles | ماري، ان لم تعودوا لسكوتلاندا قريبا جون نوكس واتباعه سيستحلون عرشك |
| O ve Protestan lordları İskoçya'da Mary'nin tahtını yok etmeyi istiyormuş. | Open Subtitles | هو واتباعه البروستاتيه في سكوتلاندا يريدون تفكيك عرش اسكوتلاندا |
| Kuato ve sözde özgürlük tugayları,.. | Open Subtitles | كيوتو واتباعه يدعون جسر الحرية0000 |
| Gerçekte ise Bay Kuato ve teröristleri, bu söylentileri hükümete olan güveni sarsmak amacıyla ortaya atıyorlar. | Open Subtitles | الحقيقة ان السيد كيوتو واتباعه# يطلقون هذة الاكاذيب لكى يضعفوا الثقة فى الحكومة# |
| Brodersen ve destekçileri, bunu Orta Yol'un doğruculuk taslayan tek partilik bir savaşı olarak görüp küplere bindiler. | Open Subtitles | بروديرسن واتباعه منزعجين من هذا... ...الاعلام الرامي بصحة قرار حزب المحافظين فقط |
| İzin ver Sands ve adamları işlerini yapsınlar. | Open Subtitles | فلتدع ساندس واتباعه يقومون بما عليهم. |
| İngiltereli Eddy ve çetesi insan organlarını pazarlıyorlar. | Open Subtitles | (ايدي) الانجليزي واتباعه يديرون حلقَة بيع للأعضاء البشرية |
| Belki Eddy ve çetesinin nerede takıldığını bana söylersin diye umuyorum. | Open Subtitles | كنت اتمنى انه ربما يمكنك اخباري اين (ايدي) واتباعه يختفون |
| Wu-Tei ve adamları dün gece Takana'nın çay salonunu basmışlar | Open Subtitles | إن (وو) واتباعه اطلقوا النار عند منزل الشاي الخاص بي (تاكادا) امس |
| - ve taraftarları dağıldı. | Open Subtitles | واتباعه مبعثرين |
| Rahl ve yardakçıları, gölgelerde yaşarlar. | Open Subtitles | .رال" واتباعه يعيشون في الظل" |
| - ve suç ortaklarının. | Open Subtitles | - واتباعه من قطاع الطرق . |
| - ve adamları, evet. | Open Subtitles | - واتباعه,اجل. |