| resmi bir açıklama yayınladı. Açıklama özetle, medyayı yalan haber yapmakla suçladı. | TED | حتى أصدرت بيانًا رسميًّا واتهم البيان وسائلَ الإعلام المستقلة بنشر أخبار مكذوبة |
| Polis departmanlarını da sıkıştırmak için işin içine basını soktu ve Luciano'yu gözetimden çıkarmaya korktukları için Hot Springs'i suçladı. | Open Subtitles | بالإضافة إلى ممارسة الضغط على إدارة الشرطة كما انه احضر الصحافة واتهم الينابيع الساخنة |
| ABD'nın ulusal güvenliğini tehdit eden hiç bir duruma göz yummayacaklarını belirten elçi, ... Sovyetleri Orta Doğu üzerindeki dikkatleri dağıtmaya çalışmakla suçladı. | Open Subtitles | أوضحَ بأنّ الولايات المتّحدةَ... لن تتحمل أي تهديدات تمس سيادتها ..واتهم السوفييت بمحاولة |
| İşe yaraması için çok uğraşmış, ama kız okuldan çok mahrum kalınca ihmalkarlıkla suçlanmış. | Open Subtitles | يبدو أنه بذل جهداً كبيراً محاولاً إنجاح الأمر لكنها تغيّبت كثيراً عن المدرسة واتهم بإهمال قاصر |
| Ve bu kız yanlışlıkla suçlanmış. | Open Subtitles | واتهم زورا هذه الفتاة |
| CBI Bay Ajay Thakur'u suçladı ve somut delilleri olduğunu söyledi. | Open Subtitles | الحق. واتهم البنك المركزي العراقي السيد أجاي ثاكور ... ... وقالوا إنهم لديها أدلة ملموسة. |
| Biri Chesapeake Matadoru olduğunu iddia etti, diğeri Hannibal'ı suçladı. | Open Subtitles | "ادعى أحدهما كونه "سفاح تشيسابيك (واتهم الآخر (هانيبال |
| Keone ortaya çıkıp Luke'u hile yapmakla suçladı. | Open Subtitles | قبل أسبوعين (كيوني) أتى واتهم (لوك) بالغش |