| Bazı erkekler bir fırsat yakaladıkları zaman, kadınlara kur yapmanın görevleri olduğunu düşünür. | Open Subtitles | ان تعلم ان هناك بعض الرجال يظنون ان من واجبهم ان يغازلوا السيدات |
| Ve bir de, kalpleri veya görevleri arasında seçim yapmak zorunda hissedenler vardı. | Open Subtitles | ثم هُناك أولئك الذين شعروا كانو بحاجة إلى الإختيار بين قلوبِهم و واجبهم. |
| Subaylardan görev ihmali mi beklersiniz? | Open Subtitles | أيها العقيد , هل تتوقع أن ينسى الضباط واجبهم ؟ |
| İlk olarak, görevlerini yaparken, fokların doğal popülasyonunu dengede tutarlar. | Open Subtitles | أولا , من خلال أداء واجبهم , و الطبيعية يتم إنشاء توازن في السكان الختم. |
| Jüri kendi görevini yapar. Ben benimkini yaptım. | Open Subtitles | المحلفين سيؤدون واجبهم و أنا بدورى سأؤدى واجبى |
| İşlerini yaptılar ve bitene kadar yalnız kalmak istiyoruz. | Open Subtitles | انهم يؤدون واجبهم ويريدون ان يتركوا لحالهم حتى ينتهى كل شئ |
| Öyleyse, hepimiz ödevlerini yapmayan kız ve oğlanların başına neler geleceğini biliyoruz. | Open Subtitles | نعرف ما يحدث إلى الأولاد والبنات الصغار الذين لا ينجزون واجبهم المنزلي. |
| Bunu yapamıyorlarsa, vazifeleri, çok sayıda düşman askerini... onları kontrol altında tutmak zorunda bırakmaktır... ve yetenekleri doğrultusunda düşmanı karıştırmaktır. | Open Subtitles | إذا لم يستطيعوا , فأنة من واجبهم أن يجبروا العدو على إستخدام عدد كبير من القوات لحراستهم ومن واجبهم المقسم علية أيضأً مضايقة العدو بقدر المستطاع |
| Albay, subaylardan vazifelerini unutmalarını mı umuyorsunuz? | Open Subtitles | أيها العقيد , هل تتوقع أن ينسى الضباط واجبهم ؟ |
| Ebeveynlerimiz oldukları için görevleri olduğunu düşünüyorlar. | Open Subtitles | يعتقدون أن ذلك واجبهم لأنهم أرباب البيت |
| Her şiddet eylemini cumhuriyet görevleri sanıyorlar. | Open Subtitles | يظنون كل تصرف عنف واجبهم العام |
| Dunshire'ın özgürlüğünü savunmanın görevleri olduğunu söylediler. | Open Subtitles | قالوا أنّ من واجبهم أنّ يحافظوا على حريّة "دانشير". |
| [Yeni yılda iş başvurularında iyi şanslar. #Kovuluyor] Dünyanın dört bir yanında binlerce insan onun kovulmasını sağlamanın kendi görevleri olduğuna karar vermişti. | TED | [حظا سعيدا في البحث عن وظيفة في العام الجديد. GettingFired# ] قرر الآلاف من جميع أنحاء العالم بأنه من واجبهم جعلها تطرد من العمل. |
| Zencilerin dostu olmayı görev bilen bazı insanlar var. | Open Subtitles | مازال هناك الذين .. يعتبرون واجبهم ، أن يكونوا أصدقاء للزنوج .. ليجعلونا |
| Çin'de yaklaşık 400'ü görev esnasında ölür. | Open Subtitles | حوالي 400 يموتون أثناء أداء واجبهم للصين |
| Her yerdeki yetkililerin görevlerini bırakıp gizli bir şekilde peşime düşmelerini sağlar. | Open Subtitles | إنها تحث السلطات في كل مكان على التخلي عن واجبهم والسعي خلفي بشكل خصوصي |
| Oğulları ve kızları bu topraklarda yaşasın halka, akrabalara, toprağa ve onura olan görevlerini yerine getirsin. | Open Subtitles | ندعوا أن يَشيع أولادهم و بناتهم هذه الأرض و أن يُكرموا واجبهم تجاه الناس ، العشيرة ، الأرض و الشرف |
| En azından sadık vatandaşlarımızdan birinin görevini kavradığına sevindim. | Open Subtitles | أنا جد ممتن لأن أحد رعايانا الأوفياء يتفهمون واجبهم. |
| Bak, Vietnamdaki o çocukları düşünseydim,işlerini yaparken, bahse girerim korkarlardı. | Open Subtitles | عندما أفكر بأولئك الفتيان الذين في فييتنام وهم يؤدون واجبهم أكون متأكداً أنهم خائفون |
| Tanrı'ya karşı ödevlerini tartışarak beni hasta etmezler. | Open Subtitles | إنهم لا يمرضونني، يتبـادلون الآراء بشأن واجبهم تجـاه الله |
| Bunu yapamıyorlarsa, vazifeleri, çok sayıda düşman askerini... onları kontrol altında tutmak zorunda bırakmaktır... ve yetenekleri doğrultusunda düşmanı karıştırmaktır. | Open Subtitles | إذا لم يستطيعوا , فأنة من واجبهم أن يجبروا العدو على إستخدام عدد كبير من القوات لحراستهم ومن واجبهم المقسم علية أيضأً مضايقة العدو بقدر المستطاع |
| Albay, subaylardan vazifelerini unutmalarını mı umuyorsunuz? | Open Subtitles | أيها العقيد , هل تتوقع أن ينسى الضباط واجبهم ؟ |