| Aynı sayıda tuğla olacak. Bir tane bile eksik olmasın. | Open Subtitles | تذكروا أن إنتاجكم سيكون هو نفسه لن ينقص قالبا واحدا |
| Aynı sayıda tuğla olacak. Bir tane bile eksik olmasın. | Open Subtitles | تذكروا أن إنتاجكم سيكون هو نفسه لن ينقص قالبا واحدا |
| Elinizi kaldırır mısınız, kaçınız ekrandaki kişilerden en az birini tanıyor? | TED | برفع الأيدي، كم منكم يعرف على الأقل شخصا واحدا في الشاشة؟ |
| Gururu yüzünden dünyanın en kötü mağlubiyetlerinden birini alacağını düşündüler o hiç vazgeçmeyecek ve o ringde yok edilecekti. | Open Subtitles | إنهم يعتقدون أنه مع اعتزازه سيعتبر واحدا من الضرب أسوأ من أي وقت مضى في العالم وانه لن يستسلم. |
| Freud 83 yaşında ölürken aklında hala tek bir soru vardı. | Open Subtitles | هل تعلم ان فرويد مات وعمره 83 وهو يسأل سؤالا واحدا |
| Çok popülerler. Sana da bir tane yapmamı ister misin? | Open Subtitles | انهم شعبيون جدا هل تريدين أن أصنع لكِ واحدا ؟ |
| Ama küçükken bir tane istediğimi bildiğin için onunla geldin. | Open Subtitles | ولكنك كنت تعرف اننني املك واحدا وذهبت وحصلت على واحد |
| Peki, şimdi bir tane gördün. Ben senin için buradayım. | Open Subtitles | حسنا إذا،ها قد رأيت واحدا الآن أنا هنا في خدمتك |
| Hassas bir kalbi var desenize. Bu sabah onlardan bir tane kestim. | Open Subtitles | لكم أتعاطف معهم ، لقد قطعت واحدا منهم إلى نصفين هذا الصباح |
| İkimiz de biliyoruz ki isteseydin çoktan bir tane satın alabilirdin. | Open Subtitles | نحن نعلم جيدا انك ان اردت جناحا في مشفى لأشتريت واحدا |
| Öğrenci, mezun, ya da birini kaybetmiş aile üyesi olabilir. | Open Subtitles | طالب حالى، خريج احد افراد عائلة ممن فقدوا واحدا ؟ |
| Hey, tümüyle güvenilirim, değil mi? Benim için temin edecek birini buldum bile. | Open Subtitles | نعم انا جدير بالثقة تماما انا اعرف رجلا يمكنه ان يحضر واحدا لي |
| Mesele şu ki, birini bile öldürürsek dünya daha ıssız bir yer olur. | Open Subtitles | المقصد هو لو قتلنا واحدا منهم حتى واحد فسوف نجعل العالم مكانا وحيدا |
| Ve sadece tek bir garanti var: Hiç birimiz cenneti görmeyeceğiz. | Open Subtitles | وهناك فقط شيئا واحدا مؤكد أن أحد منا لن يرى الجنة |
| - Sen aynanın arkasında yaşayan insanlardan birisin. | Open Subtitles | نعم ، كنت واحدا من الشعب الذي يعيش وراء المرآة. |
| Peki, kendin hakkında üç şey söyle ve bunlardan birisi yalan olsun. | Open Subtitles | حسنا اخبريني عن ثلاثة اشياء عن حياتك واجعلي واحدا منها غير صحيح |
| sadece birine dokunmak istedim. Bu garip sesler nereden geliyor? | Open Subtitles | لقد اردت فقط ان ألمس واحدا ما الضرر في ذلك؟ |
| İnanılmaz olan, birinin DNA dizisindeki tek bir nükleotid değişikliğinin algıyı değiştirmesidir. | TED | الأمر المذهل هو أن تغيراً واحدا في إحدى النوكليوتيدات في نمط الحمض النووي يغير التصور. |
| Düşündüğümüz isimleri duysan gülmekten ölürsün. Bir tanesini hatırlıyorum da-- | Open Subtitles | ستموت ضحكا على الاسماء التى اخترعناها استطيع ان أتذكر واحدا |
| Ancak insanları teker teker saymak oldukça verimsiz, değil mi? | TED | ولكن عدّ الأشخاص واحدا تلو الآخر عملية بطيئة، أليس كذلك؟ |
| Evet, çok seslilik problemi: benim sadece bir sesim var. | TED | لذا فمشكلة تعدد الأصوات هي: كوني أملك صوتا واحدا فقط. |
| Ve bir tanesi bize fizik dersine geliyordu. | TED | وكان واحدا منهم هؤلاء هو الذي علمنا الفيزياء. |
| Onların en iyi dövüşçülerini birer birer ...yenecekler. | Open Subtitles | هم سيهزمون مقاتليهم الأفضل واحدا بعد الآخر في ذلك الوقت. |
| Bu adam, benim gördüklerim içinde o savaştan en kötü etkilenenlerden biri. | TED | وقد كان واحدا من أكثر الأشخاص المتضررين قد رأيت ذلك في الحرب. |
| O uçağı çağırmak hayatımda verdiğim en zor kararlardan biriydi. | TED | طلب تلك الطائرة كان واحدا من أصعب القرارات في حياتي. |