| Bu görevlerden birinde ilk defa pusuya düştük. | Open Subtitles | المرة الأولى على الإطلاق نتعرض فيها لكمينٍ في واحدةٍ من المهمات |
| Görünüşe göre bu gece köylerinden birinde savaş konseyi toplantısı var. | Open Subtitles | على مايبدو أن هنالك إجتماعاً لـمجلس الـحرب يقام الليلة في واحدةٍ من قراهم |
| Hem de dünyadaki en kuru yerlerden birinde. | Open Subtitles | في واحدةٍ من أشد الأماكن جفافاً على الأرض |
| Affedersiniz, şu şehir haritalarından bir tane alabilir miyim? | Open Subtitles | المعذرة ،، هل يمكنني أن احصلَ على واحدةٍ من خرائط المدينة هذه؟ |
| Bunlardan bir tane alabilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكنني أن أحصلَ على واحدةٍ من هذه؟ |
| Sana koyun derisinden bir tane yaparım. | Open Subtitles | أجل. سأصنع لك واحدةٍ من صوف النعجه. |
| Harita da kalan ikiden yalnızca birinin yerini gösteriyor. | Open Subtitles | والخريطة تشيرُ فقط إلى واحدةٍ من الإثنتين المتبقيتين |
| Polisin bu adamı aradığını biliyordum ve bende kurbanlarından birinin tepesinde dikiliyordum. | Open Subtitles | علمتُ أن الشرطة كانت تبحث عن هذا الرجل وهناكَ أنا اقفُ بجانبِ واحدةٍ من الضحايا |
| - Protestolardan birinde. | Open Subtitles | إلتقيتهُ في واحدةٍ من الإحتجاجات |
| Belki de Brandi, bilinç kaybı yaşadığı anlardan birinde Ross Lanten'i öldürmüştür. | Open Subtitles | لربما (براندي) قتلت (روس) في واحدةٍ . من نوبات إغمائها جرّاء اضطراب مابعد الصدمة |
| Davalarının birinde Daniel ile çalıştığını söyledi. | Open Subtitles | (أخبرني بأنّه استعان بِـ(بيرس لأجل واحدةٍ من قضاياه |
| Hatırladığım kadarıyla Larry bunlardan bir tane almıştı. | Open Subtitles | لو كنتُ أتذكّر، اشترى (لاري) واحدةٍ من هذه. |
| Ekip için bir tane alıyorum. | Open Subtitles | تتلقى واحدةٍ من أجل الفريق |
| DNA'nı kurbanlardan birinin üzerinde bulmuşlar. | Open Subtitles | حمضكَ النووي كانَ على واحدةٍ من الضحايا ...لقد خضتُ |
| Kurbanlardan birinin üzerinde DNA'sını bulmuşlar Max. | Open Subtitles | لقد وجدوا حمضهُ النووي (ماكس) على واحدةٍ من الضحايا |