"واحد تعلمته" - Translation from Arabic to Turkish

    • öğrendiğim tek
        
    • öğrendiğim bir
        
    • şunu öğrendim
        
    öğrendiğim tek şey yoluna ne çıkarsa çıksın devam etmen gerektiği. Open Subtitles شيئ واحد تعلمته عليك أن تتابع مقاومة ما يعترضك في طريقك
    Bana yardım etmekten bahsettiğini biliyorum... ama öğrendiğim tek birşey varsa, o da herhangi birine güvenemezsin. Open Subtitles أعرف ما قلتِه لي بشأن أنكِ تريدين مساعدتي لكن لو أن هناك شيء واحد تعلمته في حياتي فهو أنك لا يمكنك أن تثق بأي شخص
    Bu yıl öğrendiğim tek bir şey varsa, o da hayatta en önemli şeyin ailem olduğudur. Hey, Nate. Open Subtitles إذا كان هناك شيء واحد تعلمته هذه السنة فهو ان أهم شيء هو عائلتي
    Senden öğrendiğim bir şey varsa o da bana göre doğru olduğunu düşündüğüm şeyi yapmalıyım ve sonuçlarını kafama takmamalıyım. Open Subtitles إذا كان هناك شيء واحد تعلمته منكَ فهو أني يجب أن أقوم بالشئ الذي اراه صحيحا ولا أقلق بشأن العواقب
    Senden öğrendiğim bir şey varsa o da bana göre doğru olduğunu düşündüğüm şeyi yapmalıyım ve sonuçlarını kafama takmamalıyım. Open Subtitles إذا كان هناك شيء واحد تعلمته منكَ فهو أني يجب أن أقوم بالشئ الذي اراه صحيحا ولا أقلق بشأن العواقب
    Ben de öyle diyorum. Cehennem ağzında yaşarken öğrendiğim bir tek şey var: Open Subtitles أنا أقول هذا ,هناك شئ واحد تعلمته من شهر الجحيم
    Burada öğrendiğim tek bir şey varsa, o da çekim ekibinin felaket demek olduğudur. Open Subtitles إذا كان هناك شيء واحد تعلمته في هذا المكان فهو أنا وجود فريق تصوير يعني كارثة
    Politikacılardan öğrendiğim tek şey şahsi sorunlarının yargılama yetini etkilemesine izin vermemektir. Open Subtitles شيء واحد تعلمته في السياسة أن لا اسمح ابداً للقضايا الشخصيه في التغير من حكمي
    Bugün öğrendiğim tek bir şey varsa o da yüksek dalış için yaratılmadığım. Open Subtitles اذا كان هناك شئ واحد تعلمته اليوم انا لن اقفز باللوح العالي
    Bir iş sahibi olmak konusunda öğrendiğim tek şey varsa o da kişisel hayatınla iş hayatını birbirine karıştırmamak gerektiği. Open Subtitles و إذا كان هنالك شيء واحد تعلمته عن إمتلاك عمل هو أنه يجب أن تبقي حياتك الشخصية
    Kolombiya'da öğrendiğim tek bir şey var iyi ve kötü göreceli kavramlardır. Open Subtitles هناك شيء واحد تعلمته هنا في كولومبيا الخير وَ الشر هي مفاهيم نسبية
    Savaşta öğrendiğim tek şey var ki o da en güçlü silah, bilgidir. Open Subtitles لأنّه إن كان هناك شيء واحد تعلمته في القتال هو أنّ أقوى سلاح هو المعرفة
    Çünkü öğrendiğim tek bir şey varsa, deli olmadığını bilmek kadar seni deliliğe sevk eden başka bir şey yoktur. Open Subtitles لأنه لا يوجد شيء واحد تعلمته. هو أن لا شيء يحرر لك أن تكون مجنون مثل تعلم أنك لا.
    öğrendiğim bir şey varsa yapışkan maddelere asla ilk dokunan olmamaktır. Open Subtitles إذا كان هناك شيء واحد تعلمته ألا أكون أول من يضع يده في مادة لزجة
    Yıllardır CIA ajanlarının özgeçmişlerinden öğrendiğim bir şey var. Open Subtitles شيء واحد تعلمته عبر السنين من وضع اوصاف لعملاء السي آي ايه
    Amerika hakkında öğrendiğim bir tek şey varsa o da çok çalışırsanız ve kurallara göre oynarsanız bu ülke gerçekten kollarını size açar. Open Subtitles شيء واحد تعلمته من أميركا أنك إذا عملت بجهد و حسب القوانين فإن هذه البلد تفتح ذراعيها لك
    Hayattan öğrendiğim bir şey insanların önüne domalıp seni götünden sikmelerine izin verirsen ne olur bil bakalım. Open Subtitles شيء واحد تعلمته في هذه الحياة، و إذا انحنى وترك الناس يمارس الجنس مع لكم في الحمار، وتخمين ما يحدث؟
    Havai'de öğrendiğim bir şey varsa o da bu işti iyi olduğumdur. Open Subtitles ليتسر, انته جالس على مقعدي ان كان هناك شئ واحد تعلمته في هاواي هو انني جيد في هذا,يارجل
    Hayalperest müşterilerimin fantezilerinden öğrendiğim bir şey varsa,... ..o da, bazen bir sorunla başa çıkmanın en iyi yolunun, sorunu yok saymak olduğudur. Open Subtitles لو كان هناك شيئ واحد تعلمته من اشباع الرغبات الجنسية للرجال انه احياناً
    Seyahatim boyunca öğrendiğim bir şey varsa o da evden çok uzun süre ayrı kalamayacağındır. Open Subtitles شيء واحد تعلمته عن السفر وهو أنك لا تستطيع البقاء بعيداً عن المنزل لفترة طويلة
    Şu hayatta sadece şunu öğrendim Olivia, geçmiş geçmişte kalır. Open Subtitles درس واحد تعلمته في الحياة يا أوليفيا أن الماضي هو الماضي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more