öğrendiğim tek şey yoluna ne çıkarsa çıksın devam etmen gerektiği. | Open Subtitles | شيئ واحد تعلمته عليك أن تتابع مقاومة ما يعترضك في طريقك |
Bana yardım etmekten bahsettiğini biliyorum... ama öğrendiğim tek birşey varsa, o da herhangi birine güvenemezsin. | Open Subtitles | أعرف ما قلتِه لي بشأن أنكِ تريدين مساعدتي لكن لو أن هناك شيء واحد تعلمته في حياتي فهو أنك لا يمكنك أن تثق بأي شخص |
Bu yıl öğrendiğim tek bir şey varsa, o da hayatta en önemli şeyin ailem olduğudur. Hey, Nate. | Open Subtitles | إذا كان هناك شيء واحد تعلمته هذه السنة فهو ان أهم شيء هو عائلتي |
Senden öğrendiğim bir şey varsa o da bana göre doğru olduğunu düşündüğüm şeyi yapmalıyım ve sonuçlarını kafama takmamalıyım. | Open Subtitles | إذا كان هناك شيء واحد تعلمته منكَ فهو أني يجب أن أقوم بالشئ الذي اراه صحيحا ولا أقلق بشأن العواقب |
Senden öğrendiğim bir şey varsa o da bana göre doğru olduğunu düşündüğüm şeyi yapmalıyım ve sonuçlarını kafama takmamalıyım. | Open Subtitles | إذا كان هناك شيء واحد تعلمته منكَ فهو أني يجب أن أقوم بالشئ الذي اراه صحيحا ولا أقلق بشأن العواقب |
Ben de öyle diyorum. Cehennem ağzında yaşarken öğrendiğim bir tek şey var: | Open Subtitles | أنا أقول هذا ,هناك شئ واحد تعلمته من شهر الجحيم |
Burada öğrendiğim tek bir şey varsa, o da çekim ekibinin felaket demek olduğudur. | Open Subtitles | إذا كان هناك شيء واحد تعلمته في هذا المكان فهو أنا وجود فريق تصوير يعني كارثة |
Politikacılardan öğrendiğim tek şey şahsi sorunlarının yargılama yetini etkilemesine izin vermemektir. | Open Subtitles | شيء واحد تعلمته في السياسة أن لا اسمح ابداً للقضايا الشخصيه في التغير من حكمي |
Bugün öğrendiğim tek bir şey varsa o da yüksek dalış için yaratılmadığım. | Open Subtitles | اذا كان هناك شئ واحد تعلمته اليوم انا لن اقفز باللوح العالي |
Bir iş sahibi olmak konusunda öğrendiğim tek şey varsa o da kişisel hayatınla iş hayatını birbirine karıştırmamak gerektiği. | Open Subtitles | و إذا كان هنالك شيء واحد تعلمته عن إمتلاك عمل هو أنه يجب أن تبقي حياتك الشخصية |
Kolombiya'da öğrendiğim tek bir şey var iyi ve kötü göreceli kavramlardır. | Open Subtitles | هناك شيء واحد تعلمته هنا في كولومبيا الخير وَ الشر هي مفاهيم نسبية |
Savaşta öğrendiğim tek şey var ki o da en güçlü silah, bilgidir. | Open Subtitles | لأنّه إن كان هناك شيء واحد تعلمته في القتال هو أنّ أقوى سلاح هو المعرفة |
Çünkü öğrendiğim tek bir şey varsa, deli olmadığını bilmek kadar seni deliliğe sevk eden başka bir şey yoktur. | Open Subtitles | لأنه لا يوجد شيء واحد تعلمته. هو أن لا شيء يحرر لك أن تكون مجنون مثل تعلم أنك لا. |
öğrendiğim bir şey varsa yapışkan maddelere asla ilk dokunan olmamaktır. | Open Subtitles | إذا كان هناك شيء واحد تعلمته ألا أكون أول من يضع يده في مادة لزجة |
Yıllardır CIA ajanlarının özgeçmişlerinden öğrendiğim bir şey var. | Open Subtitles | شيء واحد تعلمته عبر السنين من وضع اوصاف لعملاء السي آي ايه |
Amerika hakkında öğrendiğim bir tek şey varsa o da çok çalışırsanız ve kurallara göre oynarsanız bu ülke gerçekten kollarını size açar. | Open Subtitles | شيء واحد تعلمته من أميركا أنك إذا عملت بجهد و حسب القوانين فإن هذه البلد تفتح ذراعيها لك |
Hayattan öğrendiğim bir şey insanların önüne domalıp seni götünden sikmelerine izin verirsen ne olur bil bakalım. | Open Subtitles | شيء واحد تعلمته في هذه الحياة، و إذا انحنى وترك الناس يمارس الجنس مع لكم في الحمار، وتخمين ما يحدث؟ |
Havai'de öğrendiğim bir şey varsa o da bu işti iyi olduğumdur. | Open Subtitles | ليتسر, انته جالس على مقعدي ان كان هناك شئ واحد تعلمته في هاواي هو انني جيد في هذا,يارجل |
Hayalperest müşterilerimin fantezilerinden öğrendiğim bir şey varsa,... ..o da, bazen bir sorunla başa çıkmanın en iyi yolunun, sorunu yok saymak olduğudur. | Open Subtitles | لو كان هناك شيئ واحد تعلمته من اشباع الرغبات الجنسية للرجال انه احياناً |
Seyahatim boyunca öğrendiğim bir şey varsa o da evden çok uzun süre ayrı kalamayacağındır. | Open Subtitles | شيء واحد تعلمته عن السفر وهو أنك لا تستطيع البقاء بعيداً عن المنزل لفترة طويلة |
Şu hayatta sadece şunu öğrendim Olivia, geçmiş geçmişte kalır. | Open Subtitles | درس واحد تعلمته في الحياة يا أوليفيا أن الماضي هو الماضي |