| Bu evde yalnız tek bir şey var bilinçsiz ve yolunu şaşırmış güç. | Open Subtitles | هناك شئ واحد و شئ واحد فقط فى هذا المنزل قوه طائشة عديمه الإتجاه |
| Zira; bir cadı, kendine bir kurban seçtiğinde kurtulmanın tek bir yolu vardır: | Open Subtitles | ... لأنه عندما تختار ساحرة ضحية... ... هناك أمل واحد فقط فى النجاة: |
| Eğer tek bir hedefe kilitlenirsen tecrübelerime dayanarak söyleyebilirim ki; | Open Subtitles | ..إذا كرست نفسك لهدف واحد ..وهدف واحد فقط فى عمر صغيرة التاريخ علمنا أن بإمكاننا صنع أى شىء يا بطل |
| Şehirde bu kadar büyük jeneratörü olan tek bir yer var. | Open Subtitles | هناك مكان واحد فقط فى المدينة لديه مولّد فى مثل هذا الحجم |
| Bu sabahtan beri, tek bir ismi işaret ediyor. | Open Subtitles | الآن ، هناك إسم واحد فقط فى ذاكرتها |
| Ve Tapınak Şövalyelerinin Londra'da gömüldüğü yalnızca tek bir yer var. | Open Subtitles | وهناك مكان واحد فقط فى (لندن) *لدفن فارس من *فرسان الهيكل |