| İkiyüzlü davranmasının zor olduğu yalnızca bir kişi vardı. | Open Subtitles | بالرغم من ذلك ، كان هناك شخص واحد قد وجد عدم الإخلاص له صعب للغاية |
| Yardımcı bir bilgi vereyim... 115 yıldır bu hapishaneden kaçan yalnızca bir kişi varmış. | Open Subtitles | حقيقة مفيدة: في 115 عاما، بالضبط شخص واحد قد هرب من هذا السجن. |
| Ama yalnızca bir kere bile kullanılsa kainat yok olabilir. | Open Subtitles | لكن ربما إستخدام واحد قد يفتت الكون |
| Bu arada, yaşanan trajediden dolayı sadece Tek bir pistin kapanmasına rağmen düzinelerce uçak bulunduğum yerden görülebilen, bitmek bilmeyen daireler çiziyorlar. | Open Subtitles | بالرغم من حقيقة ان مدرج واحد قد أغلق بسبب المأساة فان عدة عشرات من العاملين محتشدين يحيطون بالمكان |
| Tek bir adam zafer ve yenilgi arasında fark yaratabilir. | Open Subtitles | رجل واحد قد يكون الإختلاف بين النصر والهزيمة |
| Bunu denemeye kalkacak yalnızca bir kişi var. | Open Subtitles | هنالك شخص واحد قد يحاول ذلك |
| Tek bir adam, zafer ve yenilgi arasındaki fark olabilir. | Open Subtitles | رجل واحد قد يكون الإختلاف بين النصر والهزيمة |
| Hayatta mutlu ettiğin Tek bir kişi oldu mu? | Open Subtitles | هل هناك انسان واحد قد تسببت أنت باسعاده ؟ |
| Ondaki de o adamlardaki gibiyse bunu kapabileceği Tek bir yer var. | Open Subtitles | الآن، اذا لديها نفس الشيء كما هؤلاء الرجال هناك مكان واحد قد انعدت منه |