| Her yerdeki insanların sıhhatinden tek bir kişi sorumlu olamaz. | Open Subtitles | شخص واحد لا يمكن أن يكون مسئولًا عن رفاهية الناس في كل مكان |
| Lehimize olan tek bir şey var. Babanın hiç tahmin edemeyeceği bir şey. | Open Subtitles | هناك فائدة واحدة ، شيئ واحد لا يمكن ابدا لوالدك التنبوء به |
| Harper Avery Vakfı'nın iyi yapamadığı tek bir şey varsa o da karar vermektir. | Open Subtitles | إن كان هناك شيء واحد لا يمكن لمؤسسة هاربر إيفري عمله بشكل جيد، فهو تقرير من المفترض أن يحصل على شيء. |
| Ancak, sadece diğer taraftan yok edilebilen tek bir kapı kaldı! | Open Subtitles | ولكن هنا باب واحد لا يمكن كسره إلا من الجانب الآخر! |
| Kabuğunda bir çatlak bulacak içeri sızacak ve sonra gezegende kimsenin ulaşamayacağı tek bir sinirine dokunup onu yolmaya başlayacak. | Open Subtitles | سوف تجد شرخ فى صدفتك سوف تنزلق للداخل و تبدأ بإقتلاع عصب واحد لا يمكن أن يصل له شخص على الكوكب |
| İnsanların aslında bilmediği tek bir yer var. | Open Subtitles | فقط مكانٌ واحد لا يمكن لأحد أن يلاحظه |