"واشٍ" - Translation from Arabic to Turkish

• muhbir
• köstebek
• ispiyoncu
• sıçan
• gammaz
• muhbiri
• muhbirdi
• muhbirden
• kalleşin
• öttüğünü

Şehirde bir muhbir tanıyorum.
لن يصعب الإمساك بهم؛ لديّ واشٍ في المدينة

Vermezsen, muhbir olduğunu yayarım.
إن لم تعطيني إياها ,سأنشر الخبر بأنك واشٍ

Çünkü ben ve amcan burada bir köstebek olduğunu düşünüyoruz.
لأننا أنا وعمّك نظن أنه لديكَ واشٍ في منظمتك

Bize zaman kazandır ve konuş, biz de seni kimsenin seni ispiyoncu bilmediği doğu yakasına naklettirelim.
وفّر لنا بعض الوقت وتحدّث، وسننقلكَ إلى، الساحل الشرقي حيث لا أحد يعرف أنّك واشٍ

Bu şehirde nerede olursan ol, bir iki adım ötende daima bir sıçan bulunur.
في هذه المدينة، لا يهم أين تكونين، فلا تبتعدين مسافة قدمين عن واشٍ.

Bilesin diye söylüyorum, biz anlaşamasaydık bile, hayatta bir gammaz ile anlaşmazdım.
لعلمكَ فحسب , حتّى لو لم يكن بوسعنا الإتفاق لن أقوم بإتفاقٍ مع واشٍ.

Büyük, şişman bir muhbiri öldürüp bağırsaklarını deşmek kadar iyi bir spor olamaz.
ولا يوجد مران أفضل من قتل وإصمات واشٍ كبير سمين!

Burada öyle bir muhbir olsun, anında kendini ölü bulur.
لو كان هنا واشٍ مثله، لانتهي به المطاف ميتًا.

O zamanlar, benim için çalışan bir muhbir vardı.
أتعلم. سابقاً، لطالما كان لدي واشٍ يعمل معي

- O bir muhbir.
إنه واشٍ. ماذا إذا كان كلامه صحيحاً؟

Bir muhbir. Dünya muhbirlere bayılır.
واشٍ ، العالم يحبّ الواشين

O çocuğun başına gelenler gerçekten de utanç vericiydi her ne kadar ibne bir muhbir de olsa.
-مُخجلٌ هو ما حدث لذلك الفتى ... رغم أنّه كان وغدٌ واشٍ

Beyler, güvenebileceğimi düşündüğüm biri bir köstebek.
أيها السادة ، واحد منكم ظننت أنني أثق به .. هو واشٍ

Benim köstebeğimi sana anlatan köstebek de bir köstebekti.
الرجل الذي أخبرك عن الواشي هو واشٍ أيضاً

Üzücü doğası yüzünden! Skinner yakınına adam soktu. Bir köstebek.
لأنها ستضايقك ، (سكينر)، يعرف شخص قريب منك ، واشٍ

Yerde yatan adamın ispiyoncu olduğunu söylediler.
قالوا أنّ الرجل الملقى على الأرض واشٍ

İspiyoncu diyerek üstüne atladılar.
ضايقوه بدعوى أنه واشٍ

- Bazıları büyük sıçan der.
البعض يقولون واشٍ كبير

Sen şimdi ona gammaz mı diyorsun?
هل تلمح أنه واشٍ أو شيئاً من هذا القبيل؟

Bir sürü insan Simon Poole'un Grady'nin organizasyonunda onu ispiyonlayan bir muhbiri olduğunu iddia ettiğini söylüyor.
هنالك شائعاتٌ تقول بأنّ (سايمون بول) كان لديه واشٍ بجانب (غريدي) والذي قام بالوشاية به ..

2001 yılında önce Kasim bu kadar ünlü bir terörist değildi. Düşük seviyeli bir muhbirdi.
قبل 2001، لم يكن (قاسم) ارهابي مشهور، لقد كان واشٍ دنيء فحسب

Kaşarlanmış mahkûmlar bile bana saygı gösterirdi. Ben bir muhbirden çok öteyim.
مجرمون قساة نادوني بـ"السيّد"، أنا أكثر من مجرّد واشٍ

Bunu sadece Juice yapabilir ve bir kalleşin başka bir kalleşi araştırmasının pek bir ağırlığı olmayacak.
(جوس)، هو من يمكنه فعل ذلك شهادة واشٍ على واشٍ لن تكون بتلك القوة ..

- Birinin öttüğünü söylüyorlar.
-أيقصدون بأن هناك واشٍ ؟