| Çıkartma makinesine bakacak fırsatım olmadı. | Open Subtitles | فكان عليه الرحيل ولم أبحث عن واضع العلامات. |
| Evini görmek için yukarı çıktım. Biliyorsun, çıkartma makinesine bakmaya... | Open Subtitles | صعدنا إلى شقته للبحث عن واضع العلامات. |
| Büyük bir şapka takacağım ve sepetime pembe bir kurdele koyacağım! | Open Subtitles | عليّ ان البس غطاء طويل واضع على سلتي شريط احمر |
| Kitap raflarını yıktırıp oraya müzik grubunu koyacağım. | Open Subtitles | همزق رفوف الكتب واضع فرقة هناك |
| Böyle olması gerek, yoksa bizim otoritemizin sonu olur. | Open Subtitles | إذا على أن أخرج له واضع حداً لهذا |
| Öyle olmak zorunda. Yoksa otoritemizin sonu gelir. | Open Subtitles | إذا على أن أخرج له واضع حداً لهذا |
| Sana çıkartma makinesi hediye ettim. Şimdi de geri istiyorum. | Open Subtitles | أعطيتك واضع علامات والآن أريد استرجاعه. |
| Biliyorum. çıkartma makinesi. | Open Subtitles | أعرف، إنه واضع علامات. |
| -Çıkartma makinesine ne oldu? | Open Subtitles | -وماذا عن واضع العلامات؟ |
| Duş alıp, sonra da ağzımı paranın olduğu yere koyacağım. | Open Subtitles | سوف اتي واضع فمي بمكان النقود |
| Duş alıp, sonra da ağzımı paranın olduğu yere koyacağım. | Open Subtitles | سوف اتي واضع فمي بمكان النقود |
| Bunları da oraya koyacağım. | Open Subtitles | سوف اذهب واضع هذه مع البقيه |
| "çıkartma makinesi mi? Şuna bak!" dedi. | Open Subtitles | قال "أوه، واضع علامات، يا للعجب". |
| Herhalde beni evine davet etmesini sağlayıp çıkartma makinesi olup olmadığına bakacağım. | Open Subtitles | أظن أنه سيدعوني إلى شقته، -وسأرى ما إذا كان لديه واضع علامات . |
| çıkartma makinesi ona hediye verilmiş, değil mi? | Open Subtitles | ألم يُعد اهداء واضع العلامات؟ |