| Öğrencilerinden birinin babası arazöz işi yapıyormuş. | Open Subtitles | والد أحد طلابه لديه شيء يجب أن يعمله برشاشات المياه هل يمكنني التكلم معه للحظة بالتأكيد |
| Öğrencilerinden birinin babası arazöz işi yapıyormuş. | Open Subtitles | والد أحد طلابه لديه شيء يجب أن يعمله برشاشات المياه |
| Yapamam! Öğrencilerimden birinin babası. | Open Subtitles | لا يمكنني، إنه حظي العاثر إنه والد أحد تلاميذي، كم مرة سأخبرك بهذا؟ |
| O adam her kimse birinin babası ve şu an elinde bir plastik patlayıcıyla dışarıda bir yerlerde. | Open Subtitles | بغض النظر عن من يكون إنه والد أحد الأولاد وهو في الخارج الآن وبحوزته نصف مكعب من المتفجرات البلاستيكية |
| Efsane şöyle devam ediyor, o yıl kamptaki çocuklardan birinin babası Columbia Records'tan bir yetenek avcısıymış. | Open Subtitles | تقول الأسطورة أن والد أحد الأولاد في المخيم تلك السنة كان رجل توزيع في شركة تسجيلات. |
| Belki onlardan birinin babası gelir. | Open Subtitles | ربما سيكون والد أحد منهم هناك. |
| Çocuklarından birinin babası mı yoksa? | Open Subtitles | هل هو والد أحد أبنائك؟ |
| Okuldaki çocuklardan birinin babası. | Open Subtitles | نعم ، إنه والد أحد الطلبة |
| Takip ettiğimiz adam rehinelerden birinin babası çıktı. | Open Subtitles | الرجل الذي تبعناه إلى ذلك القصر كان والد أحد الأولاد (كوربان بينت) |
| Bu Bob Connor, okuldaki çocuklardan birinin babası. | Open Subtitles | هذا (بوب كونور) والد أحد تلاميذي |
| birinin babası ölmüş. | Open Subtitles | . توفي والد أحد ما . |