| Alaycı kişiliğini biliyordum ama cidden aşk ve evlilik hakkında düşündüğün bu mu? | Open Subtitles | أقصد، أعلم أنك كنت ساخرة لكن هل هذا حقاً شعورك نحو الحب والزواج |
| "Bir adama, nişan ve evlilik gibi şeyleri düşündürtmek istiyorsanız o zaman standartlarınızı yüksek tutmalısınız." | Open Subtitles | لو اردت من الرجل ان ينوي الخطبة والزواج يجب ان تبقي معاييرك مرتفعة |
| - Bilirsin; erkekler, evlilik ve yürümeyen ilişkiler hakkındaki düşüncelerin. | Open Subtitles | مشاعركِ نحو الرجال، والزواج وأن لا شئ ينجح |
| Kaçıp hemen evlenmeye niyetim olduğundan değil! | Open Subtitles | ليس بمعنى أنّي أنوي الهرب والزواج فورًا. |
| Birşey söyleyeyim mi Poonam, bu nişanin ve evliliğin arasında ki büyü şaşırtıcı | Open Subtitles | يجب أن أقول شيء لك يا بونام هذا السحر بين الارتباط والزواج مدهش |
| İlişki, evlenme tipi. | Open Subtitles | أنا أقصد أنها من النوع الذى يفضل العلاقات الرسمية والزواج |
| Makedonya'da kalarak, evlenip bir yuva kursaydı keşke! | Open Subtitles | وأنه كان يمكنه البقاء في مقدونيا والزواج وتكوين عائلة |
| Doğru adamı buluyor, harika bir evliliği var. | Open Subtitles | لقد وجدت الشاب الكامل ، والزواج الرائع .. إنهم يريدون الاطفال |
| Aşk ve evlilik.. Bayan Barbara "Aşka Veda" Novak bile. | Open Subtitles | هم جميعاً يُريدونَ نفس الشيءِ الحبّ والزواج |
| aşk ve evlilik. Ben bir "Aşka Veda" kızı değilim. | Open Subtitles | أُريدُ ما تريده كُلّ إمرأة الحبّ والزواج |
| düşürüp tekrar çalıştırmayacak mıyız o zaman kamyonla evlilik arasında hiç fark yok senden biraz ilgi ve bakım istiyorlar hikayenin devamı ve ilerlemesi için doğru mu ? | Open Subtitles | ألا نطفئها ومن ثم نشغلها من جديد ؟ إذا لا يوجد فرق بين الشاحنة والزواج إنهما يتطلبان بعض الإصلاحات التي عليك إجراءها |
| Önümde bir sürü basamak daha var, ama çocuk ve evlilik gibi sorumluluklar alırsam, ilerleyemem. | Open Subtitles | صعودها وأنا محملة بعبء الأطفال والزواج هذا يعنى أنه حتى اليوم تنظرين لى |
| Ve kayıtlara girmemiş bir evlilik yasal sayılmayacaktır. | Open Subtitles | والزواج غير المسجل لا يُقبل في النظام القانوني هنا |
| Ben anladım O gece, Büyükannem, ne dedi fuhuş ve evlilik farklı değildir. | Open Subtitles | الدعاره والزواج لا يختلفو عن بعض تصبحين ملكا لشخص اخر |
| Elma ve evlilik Yunan mitolojisinde sıkça birlikte anılan bir durumdur. | Open Subtitles | التفاح والزواج دائماً ما يذكرون معاً بالأساطير اليونانية |
| Maya, bebek ve evlilik konusunu konuşamam. Biliyorum. | Open Subtitles | لاأستطيع التعامل مع مايا والأطفال والزواج أعلم أنك لا تستطيع ذلك |
| Biriyle evlenmeye söz verdiğimde, bu durum resmen açıklanır. | Open Subtitles | لو قررت الأرتباط والزواج بأحد, فسيكون هناك اعلانا رسميا بذلك |
| Kadın bizi öldürüp, babamızla evlenmeye çalışıyor tıpkı onlara da yaptığı gibi. | Open Subtitles | حسنا ؟ هي تحاول قتلناآ والزواج بوالدنا بالظبط كما فعلت لهم |
| Bizim tecrübemiz, diğer insanların tecrübelerini geçersiz kılmıyor, fakat sevginin ve evliliğin ne olduğu fikrini karmaşık bir hale getirmesi gerekir ve bu ister istemez oluyor. | TED | فتجربتنا لا تبطل تجارب الأخرين، ولكنها يجب وبالضرورة أن تعقّد هذه الفكرة بخصوص ما يفترض أن يكون عليه الحب والزواج. |
| Şimdi o kiliseye geri dön ve evlen, ya da doğruca saraya dön. | Open Subtitles | الآن يمكنك العودة إلى الكنيسة والزواج أو يمكنك الرحيل |
| Senin bebeklere, evliliğe ve her şeye takıntın var ki bunlar da seni bebeklerle ve evlilikle ilişkili kılar. | Open Subtitles | انت مهووسة بالاطفال والزواج وكل شيء يتعلق بالاطفال والزواج |
| Çünkü anladığım kadarıyla gey Amerikanların en çok istediği üç şey; orduya katılmak, evlenmek ve aile kurmak. | TED | لأنه حسب ما أعرفه، يبدو أن الأمور 3 التي يطالب بها المثليين الأمريكيين بشدة هي الانضمام إلى الجيش والزواج وتأسيس أسرة. |