| Bu kadınlar gösteriş ve tatmin anlamında çok iyi yetiştirilmişler. | Open Subtitles | هذه المرأة التي دربت في فن جميل من المرح والسرور |
| Bu kadar basit, herkes mutlu ve memnundur. | TED | سهلٌ للغاية، هذا كل شيء، ويشعرُ الجميع بالسعادة والسرور. |
| Rahat ve memnun olmanız benim için zevk olacaktır. | Open Subtitles | ولكم البهجة والسعادة واهتمامي الرضى والسرور بحق |
| Beni izlerseniz sizi enstitümüzün gururu ve neşesiyle tanıştırmak istiyorum. | Open Subtitles | والآن، اتبعوني، رجاءً. سأقدّمكم لعروس المؤسسة والسرور. |
| Acıdan ve zevkten eşit oranda keyif alırdı. | Open Subtitles | مسببة الألم والسرور بذات السوية من اللّذة |
| Ana fikri, yöneticiler ve oyuncaklar büyük acılar ve zevkler. | Open Subtitles | والموضوع هو، التنفيذيين وألعابهم، حسرة والسرور. |
| Neşe ve sevinç dolu harika bir hayat için hazır olun. | Open Subtitles | استعدوا لحياة رائعة مليئةً بالبهجة والسرور |
| Gökyüzünde bulut yokken yağmuru hissedeceksin. Nefreti, eğlenceyi ve acıyı hissedeceksin. | Open Subtitles | مطر بينما لا يوجد سحاب بالسماء ستشعر بالغضب والسرور والألم |
| Neşe ve bereket sonsuza kadar sürsün. | Open Subtitles | ونبيذ لعل البهجة والسرور يبقيان للأبد |
| Şarap. Neşe ve bereket sonsuza kadar sürsün. | Open Subtitles | ونبيذ لعل البهجة والسرور يبقيان للأبد |
| Sadece iyi şeyler yapabiliriz, tatlım, mutluluk ve neşe getiren şeyler. | Open Subtitles | إن سحرنا أبيض يجلب السعادة والسرور فقط |
| Mimari topluluğuna takdim etmek benim için bir onur ve zevktir Bay John Merchant. | Open Subtitles | كلاهما من دواعي ...الشرف والسرور لتقديم هذه الجائزه لمصلحة الجاليه المعماريه للسيد جون ميرشانت |
| Bu eşsiz bir onur ve zevk efendim. | Open Subtitles | لقد كان من دواعي الشرف والسرور يا سيدي |
| Bu eşsiz bir onur ve zevk efendim. | Open Subtitles | لقد كان من دواعي الشرف والسرور يا سيدي |
| - Pet - hayatıma mutluluk ve neşe getirdiniz. | Open Subtitles | لقد أدخلتِ السعادة والسرور في حياتي. |
| Biraz keyiflenmenin ve eğlenmenin nesi utanç verici? | Open Subtitles | لماذا تكونوا محرجيـن من الفرح والسرور ؟ |
| Oradaki üç adam yarışı kazandı, şapka giyen adam şu anda havaya altı patlar ile ateş ediyor ve hoşnut gözüküyor. | Open Subtitles | إليكم الرجل الفائز هناك، إنه يُطلق ست عياراتٍ نارية في الهواء، مرتدياً قبعته "الكاوبوي" الجديدة والسرور بادٍ على مُحياه |
| Tanrı'nın , iyi, güzel ve mükemmel inayeti. | Open Subtitles | إرادة الله الخير والسرور والكمال. |
| Ama bir doluluk ve zevk hissiydi. | Open Subtitles | ولكنه كان شعورا بالامتلاء والسرور ... |
| Charlotte, Stephan'in tam bir erkek olduğunu öğrenince çok sevinmiş ve rahatlamıştı. | Open Subtitles | أعفي شارلوت والسرور لاكتشاف... |