| Tanrı gerçektir ve Şeytan da gerçektir. | Open Subtitles | الكنيسة الحقيقية هي حقيقة. الرب حقيقة والشيطان حقيقة. |
| Senin buraya gelişinle birlikle Şeytan da gemiye adım attı. | Open Subtitles | منذ جئت هنا والشيطان يمشى على أرض الوادى. |
| Şeytan, dünya ve günaha karşı korkusuzca savaşsın. | Open Subtitles | لكن بشكل شجاع للمُحَارَبَة تحت رايتِه ضد خطيئة العالم والشيطان |
| Şeytan da gaz odasına gidene kadar 6-7 yıl boyunca temyizin... devam edeceğini biliyordu. | Open Subtitles | والشيطان على علم أننى قضيت ست أو سبع سنوات فى الطعون القضائية قبل أن يحقنوا جسدى بأقراص السيانيد السامة |
| Tanrı ve şeytanın, kendileri için rekabet oyunu oynadıklarını düşünüyorlardır. | Open Subtitles | الناس يكتشفون ان الرب والشيطان دائما يلعبون لعبة شد الحبل الحربية معهم |
| Bir beyazın vücuduna hapsolmuş siyah bir adam olmak çok kötü bir şey olmalı ama beyaz Şeytan ve benim kendi anne-baba sorunlarımız var. | Open Subtitles | أعرف أنه لا بد أن يكون مقرف للغاية بأن تكون رجل أسود ممرض محتجز, داخل جسم رجل أبيض لكنني أنا والشيطان الأبيض لدينا مشاكلنا الأبوية الخاصة بنا |
| Ve Şeytan, Regina George'la insan şekline bürünmüştür. | Open Subtitles | والشيطان ياخذ صورة الإنسان عند ريجينا جورج.. |
| ben söyledim, küçük Şeytan oldu, ve Büyük Şeytana ulaştı. | Open Subtitles | كما قلت ، فإن الشيطان الصغير قد ذهب بعيدا ، والشيطان الأكبر قد حان. |
| Sadece Tanrı ve Şeytan iyilik ve kötülük vardır. Arası yoktur. | Open Subtitles | لا يوجد سوى الله والشيطان الخير والشر ، لا يوجد شيء وسط |
| Eğer doğru şeyi yapmazsak, Tanrı bizi cehenneme gönderir ve Şeytan da buraya geri gönderir. | Open Subtitles | الرب سوف يرسلنا جميعنا إلى الجحيم والشيطان بالتأكيد سوف يرسلنا مرة أخرى اذا لم نفعل الأمر الصواب |
| Ve saf Şeytan bu kadar kötüyse, bir çeşit yeni bir etten takım elbise ile ne kadar kötü bir saf Şeytan olacak? | Open Subtitles | والشيطان الأصلي سيء لتلك الدرجة كيف سيكون الشيطان الأصلي في زي جسد جديد ؟ |
| Şeytan düşmemizi beklerken Tanrı elimizden tuttu. | Open Subtitles | الرّبأمسكَبأيدينا، والشيطان انتظرنا إلى أن نسقط. |
| Gördüğüm ruh bir Şeytan olabilir ki Şeytan göze hoş gelen kılıklara girebildiğine göre. | Open Subtitles | الروح التي رأيتها قد تكون شيطاناً، والشيطان لديه القوّة ليلبس شكل السرور، |
| - İşin aslı, Tanrı gerçektir Şeytan gerçektir ve canavarlar vardır. | Open Subtitles | الحقيقة هي يا أطفال أن الرب موجود... والشيطان حقيقي، والوحوش موجودة |
| Çalışmıyorken ellerimiz boş kalır ve Şeytan boş eller için yapacak işler bulur. | Open Subtitles | في الوقت الذي لا نعمل فيه، تكون أيدينا فارغة، والشيطان سيعثر على عمل لتقوم به الأيدي الفارغة. |
| Bütün o Yahudi, zenci ve ibne sevenler! Şeytan da sonsuza dek hepsini alevlere boğacak. | Open Subtitles | اليهود والزنوج والشواذ والشيطان سيقوم الرب بإحراقهم، لأبد الأباد |
| Şeytan farkın var olduğu ayrıntıda gizlidir. | Open Subtitles | والشيطان يكمن في التفاصيل ما الفرق أنها لا ماني |
| Oğlum Şeytan'ın elinde bu konuda bir şeyler yapmalıyım. | Open Subtitles | والشيطان يملك ابني، لذا هذا شيء علي فعله |
| Hangi yol hayırlıdır, hangisi şerli kimse bilemez, sadece Tanrı ve Şeytan bilir bunu, ancak onlar da kendi kavgalarına o kadar kaptırmışlar ki kendilerini, bütün bu insanları unutmuşlar. | Open Subtitles | لا أحد يعرف الطريق التي تصل إلى أعلى، والطريق إلى أسفل. فقط الله والشيطان يعرف ذلك، لكن حتى الممسكين في شجار بعضهم، |
| Sendeki hikâyeler, şeytanın günahkârlarından fazla. | Open Subtitles | لديك الكثير من الألعاب والشيطان لديه المذنبين |
| İçimdeki Şeytan ve meleklerin aynı olmadığını nereden biliyorsun peki? | Open Subtitles | وكيف علمت أن الملاك والشيطان بداخلي -ليسوا شيئًا واحد؟ |
| Küçük bir grup Hıristiyanlığı, oturmuş dinleri, kötülüğün kaynağı ve şeytanı da özgürlüğe giden, insanı güçlü yapan yolun rehberi olarak görmeye başladı. | Open Subtitles | في الآونة الأخيرة، كان هناك ميل لبعض الناس لمعرفة المسيحية وجميع الأديان الأخرى كما الشر والشيطان كما المحرر، |