| Sonra yan masada oturan çocuk yediği waffle'ları kustu. "Korkunçtu." | Open Subtitles | والطفل الذي بجانبنا، ترك خلفة بسكويت وافل، لقد كان رائع. |
| Resimdeki çocuk mu? | Open Subtitles | والطفل الذي في الصورة للتو اشتريت له آيس كريم |
| Hayvanat bahçesine fırlatılan çocuk da onların çocuğuymuş. | Open Subtitles | والطفل الذي رمته بحديقة الحيوانات هو ابنهم |
| Sevgiyle büyümeyen bir çocuk bir yetişkin olduğunda büyük ihtimalle sosyopat olur. | Open Subtitles | والطفل الذي لايشعر بالدفء ...والحب, سيكبر ليصبح ...لنقول سيصبح على الأغلب مختل عقلياً |
| Boğulmuş kadın ve rüya gören çocuk bize sonunda şekil verecek. | Open Subtitles | والطفل الذي يحلم سَيَعطينا الشكل أخيراً |
| Bana ilk hediyemi veren çocuk. | Open Subtitles | والطفل الذي أعطاني هدية لأول مرة. |
| Dördüncü sınıftayken saldırdığım o kızın yanında, tuvalette iki çocuk daha vardı. | Open Subtitles | والطفل الذي "هاجمت" في الصف الرابع لقد كانت مع طفلتين أخرتين في الحمام |
| İsrail'de doğan bir çocuk... senden çok daha büyük bir kral olacak. | Open Subtitles | والطفل الذي يولد في اسرائيل ... سوف يكون ملكا أكبر بكثير مما كنت. |
| Ya ölen çocuk? | Open Subtitles | والطفل الذي مات ؟ |
| Ya ölen çocuk? | Open Subtitles | والطفل الذي مات ؟ |
| Ilithyia ve taşıdığı çocuk bulunmalı. | Open Subtitles | يتعيّن إيجاد (إليثيا) والطفل الذي تحمله |