| Ama hayatımızın kalitesini ilgilendirecek şekilde ışığın ve karanlığın kombinasyonu hakkında daha fazla konuşmak istiyorum. | TED | ولكني أود التحدث في أمر أعمق .. حول تركيبة الضوء والظلام والتي يمكن فيها رمزية لحياتنا |
| Hiçbir duvarın olmadığı, kat kat parlaklık ve karanlığın olduğu yerdesin. | Open Subtitles | حيث لا جدران ولكن طبقات مــن الضوء والظلام |
| Bunları size söylüyorum çünkü yüzünüzdeki ifade Karanlık ve uğursuz görünüyor. | Open Subtitles | وسبب إخباري لك لأنلديكنظرة... . نظرة التشاؤم والظلام ونحن أناس متفائلون |
| "lşık ve gölge birleştiği zaman... " | Open Subtitles | عندما يندمج النور والظلام معاً |
| karanlıkta yaşarım ben hanımefendi ve o karanlık da ait olduğum yerdir. | Open Subtitles | أنا ساكن في الظلام يا سيدتي والظلام هو المكان الذي أنتمي إليه |
| Yardım etmek, insanları korku ve karanlıktan kurtarmak. | Open Subtitles | لمساعدة الناس، لإنقاذهم من الخوف والظلام |
| Öğlenleyindi, ve vadiler gölgeler içinde uzanıyordu. | Open Subtitles | كان بعد الظهر. والظلام قد حل بالقرية |
| Karanlıkla birbirinizden farklısınız çünkü karanlık bir yokluk, bir boşluk. | Open Subtitles | أنت والظلام تتميزان عن بعضكما لأن الظلامَ هو غياب شيء هو عبارة عن فراغ |
| İnsan ırkı, soğuk ve karanlığı defetmek için bir putperest ayini kutlamasıyla bu gezegenin kuzey batısında bir araya geldi. | Open Subtitles | في الشمال الغربي من ذالك العالم الجنس البشري تجمعوا في إحتفال بطقوس وثنية للتخلص من البرد والظلام |
| Hem karanlığı hem aydınlığı kullan. | Open Subtitles | و أستخدم النور والظلام لصالحي |
| Bu ikilik aydınlık ve karanlığın dengesi ile idare edilir. | Open Subtitles | ازدواجية يحكمها التوازن بين النور والظلام |
| Vaatu kaçtı ve karanlığın kontörlü ele geçirme tehlikesiyle karşı karşıyayız. | Open Subtitles | , فاتو قد هرب والظلام يهدد بالسيطرة على كل شيء |
| Kızımın, alev ve karanlığın içinde kayboluşunu gördüğümde o gün bir Tanrı'nın varlığı da kayboldu. | Open Subtitles | عندما شاهدتُ . . ابنتي تختفي أمامي في النار والظلام |
| Şayet başaramazsam Ansatsuken'i dengede tutmak için verdiğim onca çabanın heba olmasından ve karanlığın çökmesinden korkarım. | Open Subtitles | ..لو فشلت أخشى أن سعيي للحفاظ على التوازن الأنساتسوكن سيختفي والظلام سيسقط |
| Görkemli ve güzel manzaralı fırtına bulutları ve karanlığın da olduğu. | Open Subtitles | مع إطلالة مشرقة وجميلة، والغيوم العاصفة والظلام أيضا. |
| Karanlık ve kötülüklerden. | Open Subtitles | بأنه سيحميها من الشر والظلام واحدة بعد الأخرى |
| İnanılmaz basınç, ...zifiri Karanlık ve haşlayıcı ısıya rağmen hayatın ataları böyle bir yerde evrimleşmiş olabilir. | Open Subtitles | رغم الضغط الهائل، والظلام الدّامس، والحرارة العالية جداً، فلربما تطوّرت أسلاف جميع الأحياء في مكان كهذا. |
| lşık ve gölge... | Open Subtitles | الضوء والظلام.. |
| Işık ve gölge olamaz. | Open Subtitles | النور والظلام |
| Boo ancak geceleri herkes uykudayken zifiri karanlıkta dışarı çıkıyor. | Open Subtitles | بوو" يخرج فقط أثناء الليل" عندما تكون نائماً والظلام دامس |
| En küçük şeylerden bile evden ve karanlıktan. | Open Subtitles | حتى من أصغر الأشياء .. البيت والظلام. |
| Aydınlatma ve gölgeler arasındaki kontrastlık oldukça hüzünlü. | Open Subtitles | ... أعني التبايُن بين الإضاءة والظلام مأساوي |
| Karanlıkla aydınlık arasındaki tek şey olduğumu düşünüyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أفكر دائماً أننيالشيءالوحيد.. بين النور والظلام |
| Cehalet ve karanlığı getiren şeytanın ta kendisi. | Open Subtitles | ( إبليس) هو.. من يتسبب في القتل والجهل والظلام |
| Hem karanlığı hem aydınlığı kullan. | Open Subtitles | و أستخدم النور والظلام لصالحي |
| Sen ve karanlık birbirinizden ayrısınız çünkü karanlık bir hiçliğin parçası, bir vakum. | Open Subtitles | أنت والظلام تتميزان عن بعضكما لأن الظلامَ هو غياب شيء هو عبارة عن فراغ |