| Genelde kedi ve köpekler ama işe yarar. Umarım yaraları seversin. | Open Subtitles | في العادة، أنا أفعل ذلك للقطط والكلاب ولكن هذه ستفي بالغرض. |
| Ama alet hiç hareket tespit etmedi. köpekler hiç koku almadı. | Open Subtitles | لكنّ الأجهزة لم تلتقط أيّة حركة والكلاب لم تلتقط أيّة رائحة |
| - Rica ederim. Genelde kedi ve köpekler ama işe yarar. | Open Subtitles | في العادة، أنا أفعل ذلك للقطط والكلاب ولكن هذه ستفي بالغرض. |
| Bu şekilde çocuklarım gece gündüz kedi köpek gibi kavga etmeye başladılar. | Open Subtitles | وبهذه الطريقة بدأ أبنائي يتنازعون على ممتلكاتي ليلاً ونهاراً مثل القطط والكلاب |
| Bu ikisi inanılmaz, kedi köpek gibi... dalaşıyorlar. | Open Subtitles | إنهما غير معقولان، بطريقتهما في الشجار كما القطط والكلاب. |
| Kedileri, gözü açılmamış köpekleri at. | Open Subtitles | . كما تغرق القطط والكلاب الصغيرة العمياء |
| O anda, parkta, kokularla, diğer köpeklerle ve sincaplarla rekabet halindesin. | TED | في اللحظة الحالية، هو في المتنزه، وأنت تتنافس مع الروائح، والكلاب الأخرى، والسناجب. |
| Çok çocuklu ailelerden, ekoseli perdelerden, kedilerden, köpeklerden, olta yemlerinden, hoşlandığım her kızdan nefret eden annemle. | Open Subtitles | العائلات التي لديهم الكثير من الأطفال والستائر المتقلبة ، والقطط والكلاب ، والطُعم |
| Sonunun duvar boyamak olacağını ve köpeklerin de o duvarlara işeyeceğini söylerdi. | Open Subtitles | لقد قال كان عليه الاا يرسم على الجدران والكلاب تبول على الحائط |
| Diğer oğlu Ryan, mutfaktan bu kavgaya ayak uyduruyor. köpekler bir odaya kitlenmiş ve gerginler. | TED | وابنها الآخر ريان لا ينفك صراخه ينبعث من داخل المطبخ، والكلاب المحبوسة داخل غرفة النوم تصدر جلبة وضجة. |
| Sokaklarda koşuyordum çırılçıplak, köpekler kovalıyordu beni. | Open Subtitles | كنت أركض عارية في الشوارع والكلاب تطاردني |
| Birisi kapıyı açık bırakmış ve yanlış köpekler eve dönmüş. Hadi, kürek başına, ne duruyorsun? | Open Subtitles | أحدهم ترك الباب مفتوحا والكلاب الخطأ جاءت للبيت |
| -Arı ve köpekler korku kokusu alır. | Open Subtitles | هل تعلم أنّ النحل والكلاب قادرة على شمّ الخوف؟ |
| O insan ölürse ağaçlar, köpekler ve nehirler de onunla birlikte ölecekti. | Open Subtitles | الأشجار، والكلاب والأنهار تكون ماتت معه |
| Veya evcil köpekler gibi boynunuza... bir tasma takılır ve "kölelik" denilen yemeği tersiniz. | Open Subtitles | والكلاب الأليفة تُربط بسلاسل وتأكل طعاما نظيفا. |
| O ve aşçı genelde kedi köpek gibi kavga eder ama bugün | Open Subtitles | هي و الطباخة يتعاركون في الغالب . .. مثل القطط والكلاب .. لكن اليوم |
| Çomar, tazı, melez, spanyel, sokak iti, fino su köpeği, kurt kırması nasıl hep köpek diye anılıyorsa. | Open Subtitles | كما كلاب الصيد والسلوقى والمهجن وصغيرة القوائم والهجينة وكثة الشعر وطويلة الشعر والكلاب الذئبية كلها تحت صنف كلاب |
| Barınakta başka bir sürü yavru kedi varmış. köpek yavruları ve yaban gelincikleri de. | Open Subtitles | في ذلك المكان هناك الكثير من القطط الصغيرة والكلاب الصغيرة وبعض القوارض |
| Kedi ve köpekleri uyutmak için kullanılan ilaçlardan bahsetmiştin. | Open Subtitles | هناك اشياء لعمليات القطط والكلاب انت اخبرتني عن هذا |
| Vampir kedi ve köpeklerle ilgili olaylar bile var. | Open Subtitles | أتعلمين،هنالك حتى حالات من مصاصي دماء من القطط والكلاب |
| CP: Kediler ve köpeklerden de bahsedildi. | TED | كريستوفر: تم ذكر القطط والكلاب أيضاً. |
| Yani yakında kediye, köpeğe, yılana falan bıyık takmaya başlayacaksın. | Open Subtitles | ..إذًا قريبا ستضع الشنب على القطط والكلاب |
| Dünya kedi köpeklere ait. Solucanlar gibi yaşıyoruz. | Open Subtitles | يصبح العالم للقطط والكلاب ونصبح نحن كالديدان |