| Güneş ve gezegenler kurtulacak ama yeni galaksinin dev yörüngesine fırlatılmış olacaklar. | Open Subtitles | تنجو الشمس والكواكب لكنهم يدورون الآن في مدار إلتفافي حول المجرة الجديدة |
| Dünya ve gezegenler neden dev elipsler üzerinde hareket ediyordu? | Open Subtitles | لماذا تدور الأرض والكواكب في في مدارات بيضاوية عملاقة ؟ |
| ve benim favorilerimden birisi, Itoki Fluctus, Nikaragua böcekler, yıldızlar ve gezegenlerin tanrıçası. | TED | وواحد من أفضلها عندي هو فلاكتوس إيتوكي، من هي إلهة الحشرات والنجوم والكواكب النيكاراجوية. |
| Ve böylece, iki galaksi arasındaki bu devasa çarpışmayla yıldızların ve gezegenlerin doğumunu elde edersiniz. | Open Subtitles | لذا في التصادم الضخم بين المجرّتين يحدث مولدٌ للنجوم والكواكب |
| Yıldızları ve gezegenleri görebiliriz, fakat onları ayrı tutan veya birleştiren şeyi göremeyiz. | TED | بإمكاننا رؤية النجوم والكواكب, لكن لا يمكننا رؤية ما يبقيها متباعدة أو ما يجمعها معاً. |
| (kahkahalar) Yani yıldızları ve gezegenleri görebiliriz. Ama onları ayrı tutanın veya bir araya çekenin ne olduğunu göremeyiz. | TED | (ضحك) اذن نستطيع أن نرى النجوم والكواكب. لكننا لا نستطيع رؤية ما يبقيهم بعيدين عن بعضهم، أو ما يقربهم من بعضهم. |
| Güneşlerin, gezegenlerin ve tüm evrenin etrafında gezebilirim. | Open Subtitles | يمكنني السفر حول الشموس والكواكب وحتىحافةالعالم.. |
| Yıldızlar ve gezegenler her tarafa fırlatılacak büyük olasılıkla Dünya'nın da sonu gelecek. | Open Subtitles | المجرات موطن للنجوم والمجوعات الشمسيه والكواكب والاقمار كل الأشياء الهامه تحدث في المجرات |
| ve gezegenler sabit yıldızların çevresinde dolanmaktadırlar. | Open Subtitles | والكواكب تتجول عبر خلفية النجوم الثابتة. |
| Tüm yıldız ve gezegenler de, özenle hazırlanmış bir mekanizma gibi, Dünya etrafında dönüyordu. | Open Subtitles | و أن كل النجوم والكواكب كانت تدور حول الأرض وكأنها ساعة ما مُصمّمة بعناية |
| Benimle bilim yıldızlar ve gezegenler hakkında sohbet etti. Kendimi kız kardeşim gibi zeki hissettim. | Open Subtitles | حدثني حول العلوم، حول النجوم والكواكب شعرتُ بالذكاء، مثل أختي |
| Evren yıldız, gaz ve gezegenler gibi görebildiğimiz şeylerin hepsini içerir. | TED | الكون يحتوي كل الأشياء التي نراها كالنجوم والغازات والكواكب . |
| Yıldızlar ve gezegenler paramparça olacak. | Open Subtitles | النجوم والكواكب سوف تتحول إلى أشلاء |
| Tüm bu yıldızların ve gezegenlerin yörüngelerini hesapladım. | Open Subtitles | لقد حسبتُ المدارات لجميع هذه .النجوم والكواكب |
| Newton, Dünya'nın, Ay'ın ve gezegenlerin bilinen tüm hareketlerini tanımlamak için kendi ilkelerini kullandı. | Open Subtitles | طبق نيوتن مبادئه لتفسير جميع حركات الكرة الأرضية والقمر والكواكب |
| Bununla birlikte, bu parlayan ışıkları inceleyerek yıldız ve gezegenlerin kendi ekosistemlerini oluşturmak ve yaşam için uygun ortamlar meydana getirmek için birbirleriyle nasıl etkileşim içinde olduklarını bulabiliriz. | TED | لكن بدراسة تلألؤات الضوء تلك، يمكننا فهم كيف تتفاعل النجوم والكواكب لتشكل أنظمتها الحيوية الخاصة وإنشاء بيئات مناسبة للحياة. |
| Galaksilerin, yıldızların, gezegenlerin ve insanların hammaddesini oluşturan imha olan her milyar başına, geride kalan bu küçük parçacıklardır. | Open Subtitles | الجسيمات الصغيرة التي تركت، لكل بليون تلك الإبادة التي نتج عنها المجرات والنجوم والكواكب وناس. |
| Ama güneşlerin, gezegenlerin ve uyduların çoğu güvenli uzaklıktadırlar bu yüzden yutulma tehlikeleri yoktur. | Open Subtitles | ولكم معظم الشموس والكواكب والاقمار علي مسافة آمنة بعيدا بحيث لا تكون في أي خطر للانجرار فيها |