| Kıyafet ve mücevherler 19. yüzyılın sonlarında, gömü işlemi sırasında yerleştirilmiş. | Open Subtitles | مرتدية للملابس والمجوهرات دفنت نهاية القرن التاسع عشر |
| Çok şey var, altın ve gümüş ve mücevherler. | Open Subtitles | المكان مليئ بالذهب والفضيات والمجوهرات |
| Elbiseleri, şapkaları ve mücevherleri severdi, ama artık onları kullanmıyor. | Open Subtitles | أحبت أن ترتدي الفساتين والقبعات والمجوهرات , ولكن الأن تعيش من دونها |
| Kadının kayboluşunu, sandığı ve mücevherleri gözardı edemezsiniz. | Open Subtitles | لا يمكنك إنكار إختفاء الزوجة وكذلك الصندوق والمجوهرات |
| Mümkünse dolar ve mücevher olsun. Fazla yer zaptetmemeli. | Open Subtitles | ولو كان بالإمكان بالدولارات والمجوهرات أنا لا أريده أن يأخذ الكثير من المساحة |
| Yüzlerce elbise, mücevherler ve yemek işi var. | Open Subtitles | هناك الكثير من المهام الملابس والمجوهرات والاكل |
| Onun tüm ıvır zıvırına mücevherlerine ve küçük kişisel eşyalarına GDD'nin el koyduğu şeylere sahip olsaydın Zoe ile ilgili anıları tetikleyebilirdi. | Open Subtitles | إذا كان لديك.. كل حليها والمجوهرات و... |
| Kıyafetlerini şu çuvala, cüzdan, anahtar, takı gibi kişisel eşyalarını da sepetin içine koy. | Open Subtitles | وضع ملابسك في الحقيبة ، أي ممتلكات شخصية ، المحفظة والمفاتيح ، والمجوهرات ، إلى آخره ، في هذه السلة. |
| Bayan Crawford takıları ve elbiseyi onayladı. | Open Subtitles | وافقت السيدة كروفرد على الفستان والمجوهرات |
| O kadar çok altın ve mücevherle dolu bir hazineyi görmüş olamazsın. | Open Subtitles | لم تحلم أبداً بمثل هذا الكنز من الذهب والمجوهرات |
| Çok şey var, altın ve gümüş ve mücevherler. | Open Subtitles | المكان الملئ بالذهب والفضيات والمجوهرات |
| Tüm bu maskaralıklar senetler ve mücevherler için miydi? | Open Subtitles | كل ... هذه المسرحية بسبب السندات والمجوهرات ؟ |
| Tamam. Cüzdanlar ve mücevherler siyah çantaya. | Open Subtitles | حسنا، محافظ والمجوهرات في حقيبة سوداء. |
| Kadının kayboluşunu, sandığı ve mücevherleri gözardı edemezsiniz. | Open Subtitles | لا يمكنك إنكار إختفاء الزوجة وكذلك الصندوق والمجوهرات |
| Ben sadece yastığı yaptım. O da taç kısmını, kalbi ve mücevherleri şekillendirmiş. | Open Subtitles | أنا أعددتُ الوسادة وحسب، وهو نحت التاج والقلب والمجوهرات. |
| Dolar ve mücevher olarak lütfen. Fazla yer kaplamamalı. | Open Subtitles | ولو كان بالإمكان بالدولارات والمجوهرات أنا لا أريده أن يأخذ الكثير من المساحة |
| Biraz nakit ve mücevher çalındı. Kimseyi yakalayamadılar. | Open Subtitles | بعض المال والمجوهرات تم سرقتها لم يتم القبض على أحد |
| Bana hediyeler, mücevherler ve çiçekler getiriyorlar ve mesela bir tanesi bir keresinde şampanya odasında ağlamaya başladı çünkü beni annesiyle tanıştırmak istiyordu. | Open Subtitles | مثل، سيجلبون إليك الهدايا والمجوهرات والزهور واحد الرجال بدأ بالبكاء في غرفة الشامبنيا لأنه ارادني أن اقابل أمه |
| Yıl dönümü, mücevherler ve sallanan bir şeyler. | Open Subtitles | ذكري يوم الزواج , والمجوهرات وشيئاً ما بشأن الزوج المتدلي |
| Onların altın mücevherlerine karşı! | Open Subtitles | من الذهب والمجوهرات! |